Kanunî ve İkinci Selîm zamanı Osmanlı âlim ve kadılarından. İsmi, Molla Ahmed bin Mehmed bin Ramazan’dır. Kânûnî’nin tuğracısı Ramazan-zâde Mehmed Efendi’nin oğludur. 934 (m. 1527) senesinde doğdu. 986 (m. 1578) senesinde hacdan dönerken, Şam’a iki konak mesafede vefât etti. Cenâzesi Şam’a getirilip, Sâlihiyye kabristanında defnedildi.
Zamanının âlimlerinden Muhaşşî Şeyh-zâde Efendi’nin hizmetinde bulundu ve ilim tahsil etti. Ayrıca Abdülkerîm-zâde Pervîz Efendi’nin derslerinde de bulundu. Sinân Efendi’nin yanında mülâzemet payesini kazandı. İlk defa Hacı Hasen-zâde Medresesi’ne, sonra İbrâhim Paşa Medresesi’nde müderris oldu. Daha sonra 963 (m. 1555) senesinde, Dursun Efendi yerine Kâsım Paşa Medresesi müderrisi oldu. Bir müddet sonra Ebüssü’ûd-zâde Ahmed yerine haseki payesine yükseldi. 968 (m. 1560) senesi Rebî’ul-evvel ayında, çocuklarının ba’zıları vefât etti. Daha sonra Sahn-ı semân müderrisi oldu. Emîr Buhârî hazretlerinin dâmâdının dâmâdı olan Şeyh Abdüllatîf Efendi’ye dâmâd oldu. Bundan sonra Mekke-i mükerreme kadısı oldu. 982 (m. 1574) senesinde Mısır’a (Kâhire’ye) kadı ta’yin edildi. 985 (m. 1577) senesi Rebî’ul-âhır ayında Medîne-i münevvere kadısı oldu. O sene hacı kâfilesiyle beraber hacca gitti. Hac ibâdetini yerine getirdikten sonra, Medîne-i münevverede Peygamber efendimizin ( aleyhisselâm ) kabr-i şerîfini ziyâret etti. Anadolu’dan gelen hac kâfilesi ile birlikte İstanbul’a gitmek için yola çıktı. Şam yakınlarında, bu fânî dünyâdan ebedî olan âhıret âlemine göç eyledi.
Ahmed Efendi’nin hafızası çok kuvvetli olup, çeşitli ilimlerde âlim bir kimse idi. Edebiyat ve Arabî dil bilgilerinde çok mahir idi. Tefsîr ve hadîs bilgisi çoktu. Edîb bir zât olup, güzel konuşurdu. Din ve dünyâya faydası olmayan işlerden uzak durur, dâima ilimle meşgûl olurdu. İslâmiyetin emirlerine ve yasaklarına uymağa dikkat eder, sâlihlerle beraber olurdu. Bu husûsta çok gayretli idi.
Eserlerinden ba’zıları şunlardır: 1-Beydâvî tefsîrine ta’lîkât, 2- Hazret-i Ali’nin rivâyet ettiği “Hırz-ı şerîfin şerhi, 3- A’râf sûresine kadar Kur’ân-ı kerîmin i’râbına dâir bir eseri vardır. Bunların yanında “Hidâye”, “Miftâh” ve “Mevâkıf’ şerhlerine açıklamaları vardır. Arabca ve Türkçe şiirler yazardı.
¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾
1) Şakâyık-ı Nu’mâniyye zeyli (Atâî) sh. 251