Hadîs, tefsîr ve fıkıh âlimi, vâ’iz ve hatîb. Peygamber efendimizin ( aleyhisselâm ) soyundan olup seyyiddir. Aslen Van’ın Hoşab (Bugünkü Güzelsu) kasabasındandır. Babası Vanî Bistâm Efendi’dir. Van’da doğmuş olup, doğum târihi bilinmemektedir. Babasından dolayı Vanî-zâde, kendisi Van’da doğduğu için de Vanî nisbetleri ile meşhûr oldu. 1096 (m. 1685) senesinde Bursa yakınlarında Kestel köyünde vefât edip, orada kendi yaptırdığı câminin girişine defnedildi.
Vanî Seyyid Mehmed Efendi, ilk tahsiline Van’da başladı. Doğunun belli başlı ilim merkezlerini dolaştı. Gence, Karabağ ve Tebrîz gibi ba’zı beldeleri ziyâret edip âlimlerden ilim tahsil etti. Nûreddîn Şirvânî’den Halvetî yolunun tasavvuf bilgilerini aldı. Daha çok tefsîr, hadîs, fıkıh ve târih bilgileri üzerinde çalışan, edebiyat ve belagatta yükselen Mehmed Efendi, Erzurum’da yerleşti. Câmilerde va’z ve nasihatler ederek, insanlara Allahü teâlânın emir ve yasaklarını bildirirdi. Erzurum’da bulunduğu sırada evlenip çoluk-çocuk sahibi oldu. Daha sonra yetişen iki kızından birini talebelerinden Şeyhülislâm Seyyid Feyzullah Efendi’ye, diğerini de, yine talebelerinden Bursa Sultâniyesi müderrislerinden Mustafa Efendi’ye verdi. Bu dâmâdı daha sonra “Vanîdâmâdı” diye tanındı.
Bilgisi ve hitâbetiyle, herkesin hayranlığına mazhar olan Mehmed Efendi, Erzurum beylerbeyi Köprülü-zâde Fâzıl Ahmed Paşa ile sohbet edip, nasihatlerde bulundu. Fâzıl Ahmed Paşa’nın babasının vefâtı üzerine sadrâzam ta’yin olunarak İstanbul’a çağırılmasından sonra Mehmed Efendi’nin nâmı İstanbul’da da duyulmaya başladı. Pâdişâh Dördüncü Mehmed Hân’ın emriyle İstanbul’a çağrıldı. 1072 (m. 1661) senesinde İstanbul’a geldi. Pâdişâh hocası (Hünkâr şeyhi) ve Yeni Câmi’de ilk kürsü vâ’izi oldu. Şehzâde Mustafa’nın da hocalığını yaptı. Pâdişâh vâ’izi olunca, şehzâde Mustafa’nın terbiyesini talebesi ve dâmâdı Feyzullah Efendi’ye bıraktı. Pâdişâh hocası olması dolayısıyle “Şeyh Mehmed” nâmıyla anılmaya başlanan Mehmed Efendi’nin Yeni Câmi kürsüsünden ettiği va’zlar, büyük i’tibâr gördü. Zühd ve takvâsı, dünyâya ehemmiyet vermeyip, Allahü teâlâdan çok korkması, i’tibârını yükseltti. Va’z ve nasihatleri pek te’sîrli oldu. 1076 (m. 1665) senesinde ba’zı sahte tarikatçıların çığırdan çıkan, zaman zaman İslâmiyetin dışına taşan hâl ve hareketlerinin durdurulması için ferman çıkarttı. Babaeski’de hurûfi sapıklarının işgal edip kirlettikleri medreseyi yıktırdı. 1094 (m. 1683) senesinde Sadrâzam Merzifonlu Kara Mustafa Paşa komutasındaki ikinci Viyana seferine ordu şeyhi olarak katıldı. Seferden sonra Bursa yakınlarındaki Kestel köyüne gönderildi. İstanbul’da boğazda kendi adıyla anılan Vanîköy’de bir câmi ve medrese yaptırdığı gibi, Kestel’de de büyük bir câmi ve mektep yaptırdı. 1096 (m. 1685) senesinde orada vefât etti. Câmi girişinde defnedildi.
Pekçok talebe yetiştiren Vanî Mehmed Efendi, birçok kıymetli eser kaleme aldı. “Arâis-ül-Kur’ân”, “Hülâsat-üt-tefâsir”, “Risâle-i mebde’ vel-me’âd”, “A’mâl-ül-yevm vel-leyl” adlı eserleri ve ayrıca devlet büyüklerine gönderdiği nasihat mektûplarını ihtivâ eden bir münşeâtı vardır. Eserleri çeşitli kütüphânelerde mevcûttur.
¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾
1) Târih-i Râşid cild-1, sh. 483
2) Güldeste-i riyâz-ı irfan sh. 409
3) Osmanlı Müellifleri cild-2, sh. 50
4) Kâmûs-ül-a’lâm sh. 4679
5) Tam İlmihal Se’âdet-i Ebediyye sh. 1081
6) Vekâyi-ül-fudelâ, Üniversite Kütüphânesi, Türkçe Yazmalar Bölümü Nu. 3216, cild-2, vr. 218a
7) Hadikat-ül-cevâmi’ cild-2, sh. 168