ARA
İSLAM ALİMLERİ ANSİKLOPEDİSİ

Osmanlı âlimlerinden. Seksenikinci Osmanlı şeyhülislâmıdır. İsmi Mehmed Es’ad’dır. Şeyhülislâm Vassaf Abdullah Efendi’nin oğludur. 1119 (m. 1707) senesinde İstanbul’da doğdu. 1192 (m. 1778) senesinde İstanbul’da vefât etti. Cenâze namazı Fâtih Câmii’nde kalabalık bir cemâat tarafından kılındıktan sonra, Eyyûb Sultan civarında, babasının kabrinin yanına defnedildi.

Küçük yaşından i’tibâren babasından ve zamanının âlimlerinden aklî ve naklî ilimleri tahsil etti. Birçok âlimin derslerini dinledi. Molla Refi’ Mustafa Efendi’den hüsn-ü hat (güzel yazı) dersi aldı, ta’lik stilinde güzel yazı yazmayı öğrendi. İlimde akranlarından üstün olduğundan kısa zamanda meşhûr oldu. 24 yaşındayken 1143 (m. 1730) senesinde müderris oldu. Bir çok medreselerde müderrislik yapıp ilim öğretti. 1164 (m. 1750) senesinde Galata mevleviyyetine (kadılığına) getirildi. 1168 (m. 1754) senesinde babasıyla birlikte bir müddet vazîfeli olarak Bursa’ya gönderildi. Daha sonra İstanbul’a dönüp, Mekke-i mükerreme pâyesiyle taltif edildi. Bu payeye nail olduktan sonra 11 yıl müddetle İstanbul payesinde kaldı. 1182 (m. 1768) senesinde Anadolu, 1186 (m. 1772) senesinde Rumeli kadı-askerliğine getirildi. Şeyhülislâm Mehmed Emîn Efendi vazîfeden ayrıldıktan sonra 1190 (m. 1776) senesinde Birinci Abdülhamîd Hân tarafından şeyhülislâmlığa getirildi. Bir sene sekiz ay bu makamda kaldıktan sonra ihtiyârlığı ve hastalığı sebebiyle vazîfeden ayrıldı. Emîrgân’daki evinde istirahata çekildi. Hastalığının tedâvisiyle meşgûl oldu. 1192 (m. 1778) senesinde kendi evinden oğlunun evine hava değişimi için nakledildi. Orada hastalığının tedâvisi yapılmaktayken, aynı sene içinde Receb ayının üçüncü günü sabah namazı vaktinde Kelime-i şehâdet getirerek rûhunu teslim etti.

Silk-üd-dürer adlı eserin müellifi Muradı şöyle anlatır: 1192 (m. 1778) senesinde İstanbul’a geldiğimde o şeyhülislâm idi. Şam kadısı Mehmed Emîn Efendi’yle beraber onun ziyâretine gittik. Beni görünce ayağa kalktı, “Hoş geldin hocamın oğlu! Deden hocam Şeyh Murâd-ı Münzâvî Efendi ile görüştüm, elini öptüm, onu ziyâret ile şereflendim. 1132 (m. 1719) senesinde vefât edince, cenâzesi yıkanırken hazır bulundum. Onun bedeninden daha beyaz bir beden görmedim” dedi. O sırada meclisde Anadolu kadıaskeri İshak bin Murâd Molla vardı. O da dedemi medhetti.

Vassaf-zâde Mehmed Es’ad Efendi, âlim, fâzıl ve tasavvuf ehli olan bir zât idi. Güler yüzlü ve hoş sohbet idi. Güzel yazı yazar ve kıymetli şiirler söylerdi. Kaynaklarda eseri hakkında bilgiye rastlanmamıştır.

¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾

1) Devhat-ül-meşâyıh sh. 106

2) Silk-üd-dürer cild-2, sh. 227

3) Kâmûs-ül-a’lâm cild-2, sh. 909

4) İlmiye salnamesi sh. 545

 

ALFABETİK SIRA
HİCRÎ ASIRLAR