Ali Nakî hazretleri, “On İki İmâm”ın onuncusudur. 829 (H.214) senesinde Medîne’de doğdu. 868 (H.254)’de Bağdât-Samarra’da vefât etti. Hazret-i Ali ile hazret-i Fâtımâ’nın evlâdından, Ehl-i beytten hazret-i Hüseyin’in torunu olup seyyiddir...
Ali Nakî hazretleri, yüksek hâller sâhibi olup, devamlı ibâdetle meşgûl idi. Dünyâya hiç rağbet etmezdi. İmâmlığı, tasavvufta rehberliği yâni insanları Kur’ân-ı kerîmin mânevî hükümlerine kavuşturmak, kalplere yerleştirmek, tasavvuf hâllerine ve derecelerine ulaştırma vazîfesi otuz üç sene, altı ay, yirmi yedi gündür.
“Seni sevindirmemi ister misin?”
Ali Nakî hazretlerinin, Hasan-ı Askerî, Hüseyin ve Câfer adında üç oğlu ve Âişe adında bir kızı vardı. Halîfe Vâsık ve Mu’tasım zamanlarında Medîne-i münevverede ikâmet etti. Kur’ân-ı kerîm, hadîs, akâid ve fıkıh dersleri verdi. Halîfe Mütevekkil zamânında ise Bağdât’a gidip vefâtına kadar orada yaşadı.
Son hastalıklarında, vefâtlarından biraz önce, Hz. İmâm Aliyy’ün Nakî’nin yakınlarından biri olan Ebû Duâme kendilerini ziyarete gelmişti. Gideceği sırada Hz. İmâm ona;
-Sizin, bizim boynumuzda hakkınız var; bir hadîs rivâyet edip o hakkı ödememi, seni sevindirmemi ister misin? buyurdular.
Ebu Duame de:
“Ne kadar da isterdim”
-Böyle bir hadîs duymayı ne kadar da isterdim, deyince, Hz. İmâm Aliyy’ün Nakî buyurdular ki:
-Babam Muhammed bin Ali, babası Ali Rızâ’dan, O babası Mûsâ bin Cafer’den, O babası Cafer-i Sâdık’tan, O babası Muhammed Bâkır’dan, O babası Ali bin Hüseyin’den, O da babası Ali bin Ebû Tâlib’den rivâyet etmiştir; Resûlullah bana; (Yaz) buyurdular diyor. Hz. Ali; “Ne yazayım yâ Resûlullah?” dedim. Resûlullah; (Yaz) buyurdular ve dediler ki; (Rahmân ve Rahîm olan Allahın adıyla. İman kalbleri pekiştiren, yapılan işleri, ibâdetleri, gerçekleştiren şeydir; İslâm, dille söylenen ve nikâhı, evlenmeyi helâl eden şey.)
Onu zehirlediler!..
Hz. İmâm Aliyy’ün Nakî:
-Bu hadîs-i şerif, Resûlullah’tan atam Ali’ye yazdırdıkları hadîstir ve biz o yazılı hadîsi birbirimize armağan olarak bıraka gelmişizdir, buyurdular.
Hz. İmâm Aliyy’ün Nakî’il-Hâdi, Hicret’in 254. yılı (Milâdi 868) Receb ayının 3. gününde zehirlettirilerek şehit edilmiştir...