Sa’d bin Ebî Vakkâs radıyallahü anh hazretleri, Ebû Bekir radıyallahü anh Efendimiz vâsıtasıyla Müslüman olmuş, Eshâb-ı kirâmın büyüklerinden bir zâttır. İlk Müslümanların yedincisidir. Cennetle müjdelenen on sahâbeden biridir...
“İLK MÜŞRİK KANI DÖKEN!”
İslâmiyetin ilk yıllarında, Müslümanlar, ibâdetlerini rahat bir şekilde yapamıyorlardı. Bir gün Hazreti Sa’d ile birkaç sahâbî, bir vâdide namaz kılmakta idiler. Bu sırada, müşriklerin azılılarından bazıları, kendileri ile alay etmeye ve hakâret etmeye başladılar. Sa’d bin Ebî Vakkâs hazretleri, bunların üzerine yürüdü. Eline geçirdiği bir deve kemiği ile, müşrîklerin elebaşısının kafasını yardı. Böylece, “Allah yolunda, ilk müşrik kanı döken sahâbî” unvânını kazandı.
Uhud Savaşında çok kahramanlıklar gösterdi. “Allah yolunda ilk ok atan sahâbî”dir. Okçuların yani kemankeşlerin reisidir.
Hazret-i Ömer’in radıyallahü anh halifeliği zamanında İran’a karşı meşhûr Kadsiye Zaferini kazandı...
Hazreti Osman halîfe seçilince, Sa’d hazretlerini tekrar Kûfe vâliliğine tayin etti. 675 yılında, vefât etti. “Aşere-i mübeşşere”den en son vefât eden zattır. Medîne-i münevverede medfûndur.
HAZRETİ ALİ’YE KÜFREDENİN SONU!
Kays bin Ebî Âsım (radıyallahü anh) anlattı: “Medine’nin çarşısında dolaşıyordum. Ahcar-üz-zeyd mevkiine geldim. Baktım, insanlar bir atlının etrâfını sarmış onu dinliyordu. O adam, etrafındaki insanlara hiç aldırış etmeden Hazreti Ali’ye küfrediyordu. Birden bir kaynaşma oldu, insanları yararak Sa’d bin Ebî Vakkâs (radıyallahü anh), adamın karşısına dikildi, ona “Ey Hazreti Ali’nin kıymetini bilmeyen kimse! Utanmıyor musun bu sözleri söylemekten? O, ilk Müslüman olanlardan değil miydi? Peygamber efendimizle ilk namazı o kılmadı mı? Eshâbın içinde ençok ibâdet edeni o değil miydi? Eshâbın içinde en âlim olan o değil miydi? Peygamberimizin kerîmesiyle evlenme şerefine o kavuşmadı mı? Gazalarda Peygamberimizin sancağını o taşımadı mı?” dedikten sonra; “Yâ Rabbî! Bu adam senin dostlarından birini kötülüyor. Kudretini gösterinceye kadar bu topluluğu buradan ayırma...” diye duâ etti.
Yemîn ederim ki, hiçbirimiz oradan ayrılmamıştık ki, birdenbire at huysuzlaştı, sahibini üzerinden taşlar üzerine fırlatıp attı. Adamın beyni parçalanıp milletin gözü önünde öldü.”