Müşriklerden bir heyet Medîne’ye giderek Resûlullahın huzuruna çıkıp şöyle bir ricada bulundular: -Yâ Resûlallah! Bizim kabîlelerimiz, İslâmiyeti kabûl ettiler. Yalnız Kur’ân-ı kerîm öğretmenine ihtiyâcımız var. Lütfen bize; İslâmiyeti, Kur’ân-ı kerîmi öğretecek kimseler yollar mısınız?
Sevgili Peygamberimiz kendilerine, 10 kişilik bir öğretmenler heyeti yolladılar. Başlarında, Âsım bin Sâbit hazretleri bulunuyordu. Bu öğretmenler kâfilesi, geceleri yürüyerek, gündüzleri gizlenerek Hüzeyl kabîlesi topraklarında, Reci suyu başında, seher vakti konakladılar... Çok geçmeden kâfilenin etrâfı sarıldı. 200’den fazla silâhlı eşkıyâ oradaydı. Âsım bin Sâbit ellerini açarak şöyle duâ etti:
“Ey Âsım teslim ol!”
-Allahım! Peygamberini durumumuzdan haberdâr et!
Müşriklerin ileri gelenlerinden Süfyân bağırdı:
-Ey Âsım, kendini ve arkadaşlarını zâyi etme, teslim ol!
Âsım bin Sâbit ok atmak suretiyle cevap verdi. Ok atarken:
-Ben güçlüyüm hiç eksiğim yok... Yayımın kalın teli gerilmiştir... Ölüm hak, hayat boş ve geçicidir... Mukadderâtın hepsi başa gelicidir... İnsanlar er-geç Allaha rücû edicidir... Eğer ben sizinle çarpışmazsam anam üzüntüsünden aklını kaybeder, manâsında şiirler söylüyordu...
Hz. Âsım’ın sadağında yedi ok vardı. Attığı her ok ile bir müşriki öldürdü. Oku bitince birçok müşriki mızrağıyla delik deşik etti. Öyle bir an oldu ki mızrağı da kırıldı. Hemen kılıcını sıyırdı. Sonra da şöyle duâ etti:
-Allahım! Ben bugüne kadar senin dînini koruyup hıfzettim, sakladım. Senden bugünün sonunda, benim etimi, vücudumu koruyup, hıfzetmeni niyâz ediyorum.
Başını kesmek istediler!
O gün orada mevcut bulunan on sahâbîden yedisi şehîd oldu, üçü esir edildi. Lıhyanoğulları Sülâfe binti Sa’d’a satmak için Âsım bin Sâbit’in başını kesmek istediler. Fakat Allahü teâlâ, Hz. Âsım bin Sâbit’in duâsını kabûl buyurdu ve mübârek cesedine müşrikler el süremediler.
Allahü teâlâ bir arı sürüsü gönderdi. Bulut gibi Âsım bin Sâbit’in üzerinde durdular. Hiçbir müşrik yanına yaklaşamadı. Akşam olunca da Allahü teâlâ hiç bulut yok iken bir yağmur gönderdi. Sel suları da Âsım bin Sâbit’in cesedini alıp götürdü. Cesedin nerede olduğu bilinemedi. Bunun için müşrikler Âsım bin Sâbit’in hiçbir yerini kesmeye muvaffak olamadılar.