Bişr-i Hâfî hazretleri Horasan’ın Merv şehrinde doğdu. Bağdât’ta vefât etti. Kabri orada olup ziyâret yeridir. Çocukluğu ve gençliğinin bir kısmı bolluk, refâh içinde geçti. Gençliğinde kendisini oyun ve eğlenceye verdi... Bir gün eğlence âlemlerinden sonra sarhoş ve bitkin olarak evine dönerken yolda üstünde Besmele yazılı bir kağıt buldu. İçi sızlayıp yerden aldı. Öpüp, çamurlarını silerek, temizledikten sonra, güzel kokular sürüp, evinin duvarına astı... O gece âlim ve velî bir zâta, rüyâda;
Hemen tövbe etti!..
“Git Bişr’e söyle! İsmimi temizlediğin gibi seni temizlerim. İsmimi büyük tuttuğun gibi, seni büyültürüm. İsmimi güzel kokulu yaptığın gibi, seni güzel ederim. İzzetime yemin ederim ki, senin ismini dünyâda ve âhirette temiz ve güzel eylerim” dendi. Bu rüyâ üç defâ tekrar etti. O zât sabah Bişr-i Hâfî’yi arayıp meyhânede buldu. Mühim haberim var diye içerden çağırdı. Bişr geldiğinde; “Kimden haber vereceksin?” dedi. “Sana Allahü teâlâdan haber vereceğim” deyince, ağlamaya başladı. “Bana kızıyor mu, şiddetli azap mı yapacak?” dedi. Rüyâyı dinleyince arkadaşlarına; “Ey arkadaşlarım! Beni çağırdılar, bundan sonra bir daha beni buralarda göremeyeceksiniz” dedi. O zâtın yanında hemen tövbe etti. Bu anda ayağında ayakkabı bulunmadığı için, hiç ayakkabı giymedi. Sebebini soranlara, “Allahü teâlâya tövbe ettiğim, günâh işlememeye söz verdiğim zaman yalın ayaktım. O zaman giymediğim ayakkabıyı şimdi giymeye hayâ ederim” dedi. Bu zamandan sonra ayakkabı giymediği için kendisine yalın ayak mânâsında “Hâfî” lakabı verildi.
Vefatı yaklaşınca, kendisini büyük bir ıstırab kapladı. “Galiba hayatı seviyorsun” diyenlere, “Hayır” dedi: “Lâkin ‘Padişahlar Padişahı’nın huzuruna çıkmak cidden zor bir iş.”
“Eyvah! Bişr öldü!”
Naklederler ki, hayatta olduğu müddetçe yalın ayak gezdiği için hayvanlar ona hürmeten sokaklarda hiç terslemezlerdi. Bir gün bir şahıs sokakta hayvan tersi görünce: “Eyvah! Bişr gitti!” diye feryadı bastı. Araştırdılar, adamın dediği doğru çıktı. “Bunu nasıl anladın?” diyenlere: “Çünkü” dedi; “O hayatta olduğu sürece, Bağdat’ın hiçbir sokağı hayvan tersiyle kirlenmemişti. Bu sefer ise alışılmışın aksine bir durum gördüm. Anladım ki, Bişr artık hayatta değil!”