İmâm-ı Râfiî hazretleri, tefsîr, hadîs ve fıkıh âlimlerindendir. İsmi, Abdülkerîm bin Muhammed olup, 555 (m. 1160)’de doğdu. 623 (m. 1226) senesinde İran’ın Kazvîn beldesinde vefât etti...
İmâm-ı Râfiî; nakil, irşâd, tahsil ve bilhassa fıkıhda çok meşhûr idi. Fıkıh ilminin yayılmasında büyük hizmeti olmuştur... “SALTANATIM DA ELİMDEN GİTTİ...”
Râfiî hazretleri anlatır:
“Hârûn-ür-Reşîd’in hizmetçisi şöyle anlatmıştır: Hârûn-ür-Reşîd, vefâtı yaklaşınca bana kefenini getirmemi söyledi. Ben de getirdim. Sonra kendisi için bir kabir kazılmasını söyledi. Ben de kazdım. Vefât edince oraya konmasını vasiyet etti ve bir beyt okudu. Bu beytin tercümesi şöyledir: Bana mallarım fayda vermedi, saltanatım da elimden gitti!..”
Râfiî hazretleri bu hâdiseyi naklettikten sonra, şu mânâda bir şiir söyledi: “Mülk, Allahü teâlâdandır. Her şey O’na itaat eder, makam sahipleri O’nun yanında boyun eğerler. Mülkünde ortağı yoktur. O’nun mülkünde mülk sahibi olmak için çekişenlerin hepsi hüsrana uğradı, kaybolup gitti. Böyle olanları ve mülke mâlik olma iddiasını, dünyalığa sahip olma kavgasını bırak! Yarın (âhirette) kimin yalancılardan olduğu (sâdık olmadığı) belli olacak.”
Bu mübarek zat yine bir gün buyurdu ki:
“Kalbinin ve basîretinin nûru kaybolmak üzere olan bir kimse için tek çıkar yol, rahmet ve ihsânıyla durumunu iyiye çevirmesini ümîd ederek, rahmet ve ihsân sahibi olan Allahü teâlâdan yardım istemesidir...”
SULTAN ELİNİ ÖPÜNCE!..
İmâm-ı Râfii, vefât etmeden önce Hârezmşâhlar devleti hükümdarı Celâleddîn Hârezmşâh ile görüşmüştü. Hârezmşâh, küffar ile savaş yapmış ve muzaffer olmuştu. Kazvîn’e uğradığı zaman, İmâm-ı Râfiî onu karşılayıp; “İşittim ki düşmanla cihâd yapmışsın, hattâ onların kanları elinde donup kurumuş. O elini öpmek isterim” diyerek, Hârezmşâh’a ikram ve iltifâtta bulunmuştur. Bu söz üzerine Hârezmşâh; “Bilakis ben sizin elinizi öpmeyi arzularım” diyerek, tutup elini öpmüştür...
Sultanla bir müddet görüşüp, sohbet ettikten sonra İmâm-ı Râfiî ayrılıp, hayvanına binerek yola çıktı. Biraz gidince, hayvan serkeşlik yapıp Râfiî hazretlerini üzerinden düşürdü. Hârezmşâh’ın öptüğü eli acıdı. “Sübhânallah! Sultan bu elimi öpünce, nefsimde bir gurûr hâsıl oldu da, bunun cezasını böylece gördüm” dedi ve kısa bir zaman sonra da vefat etti...