ARA
MEŞHURLARIN SON SÖZLERİ
 Büyük mutasavvıf Yusuf-i Hemedani hazretleri, tasavvufu Ebu Ali Fârmedi hazretlerinden öğrenip, onun sohbetinde yetişerek kemale ulaştı. Yüzlerce talebesi vardı. Abdullah-i Berki, Ahmed Yesevi ve Abdülhâlık-ı Goncdüvani gibi büyük veliler yetiştirdi... Bir taraftan doğru din bilgilerini öğretmeye çalışır, insanlarla uğraşmaktan, onları yetiştirmek için çalışmaktan hiç sıkılmazdı. Diğer taraftan, ağrılara ve yaralara ilaç yaparak herkesin derdine deva bulmaya çalışırdı...
“Ona muhâlefet etmeyin!”

Muharrem ayının 28’inci Perşembe günü idi. Yusuf-i Hemedânî hazretleri, öğle namazını kıldılar. Sırtlarını mihrâba dayayıp talebelerine; “Su ısıtın!” dediler. Talebeleri ağladılar. O sırada mübarek yüzünü Abdullah Barakî, Hasan Endakî, Ahmed Yesevî ve Abdülhâlik’a ve orada bulunan diğer dostlarına çevirip şöyle buyurdular:
-Biz, yerimize vekil olarak Hâce Abdullah Barakî’yi seçtik. Ona muhâlefet etmeyin. İrşâd postunda hilâfet sırası size gelince güzel ve mutlu yaşayın, talebelere yüksek sesle zikretmemelerini söyleyin.
Sonra mübârek yüzlerini Hâce Ahmed Yesevî’ye çevirip:
-Fâtır, Yâsin ve Nâziât sûrelerini okuyun, dediler.
Hatim sona erince dostlardan bir feryâd yükseldi. Sonra;
-Hak teâlânın öyle kulları vardır ki, onların can verişini Allah’tan başka kimse bilmez, buyurup şu beyti okudular:
“Senin diyârında âşıklar öyle can verirler ki/Oraya ölüm meleği aslâ sığmaz...”
Sonra mübareğin yüzünde bir değişiklik zuhûr etti. Hâce Abdullah Barakî diğer talebelere baktı ve “Siz çıkın” dedi. Sonra Hemedani hazretleri;
-Beni bu eve defnedin, namazımı Mescid-i Câmi’de kılın, kızımı Seyyid Şeref’in oğlu ile evlendirin! buyurdular.

“Kabre Hasan Endakî indirsin!”
Sonra şöyle buyurdular:
-Beni Hâce Abdullah Barakî gasletsin, kabre de Hâce Hasan Endakî indirsin!..
O bunları söylerken Hızır, İlyâs, Abdâl, Gavs ve Kutub içeri girdiler. Bu erenlerin her biriyle vedâlaştılar. Sonra Hâce Hızır (aleyhisselam) elini uzatıp Hemedânî hazretlerine beyaz bir elma verdiler. O mübarek de elmayı koklayıp Gavs’a verdi. Gavs da koklayınca şeyhimiz;
-Ey dostlar! Namaza hazırlanın, Allahın kullarına şefkatli olun, buyurdular.
Vasiyeti bitince ruhunu teslim etti...
Tüm İçerikler