ARA
MEŞHURLARIN SON SÖZLERİ
 Ebû Ali Dekkak, Nişâbûr’da yetişen evliyânın büyüklerindendir. 405 (m. 1014) senesi Zilka’de ayında Nişâbûr’da vefât etti. Gayet açık ve çok güzel konuşurdu. İnsanların dünyâ ve âhiret saadetleri için yol gösterici olan sözleri çok kıymetlidir... 
SÖZLERİ ÇOK TESİRLİYDİ!..
Bu mübarek zat, her yıl bir memlekete giderek, orada bulunan insanlara vaaz ve nasihat eder, sonra Nişâbûr’a geri dönerdi. Allahü teâlânın muhabbeti ile yanan âşıklardan idi. Fıkıh, tefsîr, hadîs ve diğer ilimlerde âlim, sözleri kalblere te’sîr eden kerâmet sahibi çok büyük bir velî idi...
Buyurdu ki:
“Kendiliğinden yetişmiş ağaç, yaprak verir. Fakat meyve vermez. Verse de tatsız olur. İnsan da böyledir. Hocası olmayan kimseden hiçbir şey hâsıl olmaz. Ben söylediklerimi kendiliğimden söylemiyorum. Ben bu anlattıklarımı hocam Nasrabâdî’den öğrendim. O Şiblî’den, o da Cüneyd-i Bağdadî’den öğrendi (rahmetullahi aleyhim). Bizim büyüklerimize olan hürmet ve ta’zimimiz o kadar fazla idi ki, hocamın huzûruna gideceğim zaman, mutlaka gusül abdesti alıp, ondan sonra giderdim...”
“Cehennem korkusu veya Cennet arzusu ile tövbe etmek mümkün değildir. Allahü teâlâ, Bekâra sûresi 222. âyet-i kerîmesinde meâlen, (Muhakkak ki Allahü teâlâ tövbe edenleri sever) buyuruyor. Burada bildirilen sevgiye kavuşmak için, tövbe etmelidir...”
“Allahü teâlâ Dâvûd aleyhisselâma vahyedip, “Beni taleb eden birisini gördüğün zaman, ona hizmetçi ol” buyurmuştur.”
“Büyüklerin huzûrundan kovulmayı icâb ettiren şey, edebi terk etmektir.”
“İnsanların giydiklerini giy, yediklerini ye, fakat kalben onlardan ayrı ol.”
“Kalbi kırık, hüzün sahibi olanlar, hüzünlü olmayanların senelerce katedemedikleri, Allahü teâlâya giden yolu bir ayda katederler. Peygamber efendimiz (sallallahü aleyhi ve sellem) “Allahü teâlâ, kalbi hüzün içinde olan bütün kullarını sever” buyurdu.”

ÜSTÂDINA SAYGISIZLIK EDENİN HÂLİ!
Ebû Ali Dekkak hazretleri, vefatından önce şunları söyledi: 
“Hocasına muhalefet edenin hâli nicedir?” diye soran birisine; “Her kim hocasına kalbinden muhalefet etmeye niyet etse, onunla aynı yolda bulunamaz. Verdiği sözü bozmuş olur. Bunun için tövbe etmesi vâcib olur. Üstadına saygısızlık edenler için ise tövbe yoktur” buyurdu.
Tüm İçerikler