Abbasi Halîfesi Mensûr’a, İmam Cafer-i Sadık’ı şikâyet eden fitneciler bir de akıl verdiler: “Bunun adamları çoktur. Seni tahttan indirip onu halife yapmak istiyorlar. Buna karşı gelemezsin, çünkü evlad-ı Resulden olduğu için adamların ona kılıç çekemez. En iyisi onu sarayına çağır ve sessizce ortadan kaldır!..” “O BİR YALANCIDIR!..”
Bunun üzerine Halîfe Mensûr, veziri Rebi’ye dedi ki:
“İmâm-ı Ca’fer-i Sâdık yanıma gelsin.”
Çağırdılar. Gelince, halîfe Mensûr; “Eğer seni öldürmezsem, Allah beni öldürsün! Birtakım hîlelerle fitne çıkarıp, Müslümânların kanının dökülmesini istiyorsun, öyle mi?” dedi.
Ca’fer-i Sâdık hazretleri yemîn ederek, “Ben böyle bir şey yapmadım ve yapmak da istemem. Eğer böyle bir şey işittiyseniz, o bir yalancının sözüdür. Allahü teâlâ korusun, söylediğiniz şeyi ben yapamam. Yûsüf aleyhisselâma zulmettiler, affetti. Eyyûb aleyhisselâm bir derde müptelâ oldu, sabretti. Süleymân aleyhisselâma çok şeyler ihsân olundu, şükretti... Bunlar Peygamberdir, senin nesebin de onlara ulaşır” dedi.
Mensûr bunları dinleyince, doğru söylüyorsun. Yukarı çıkalım diyerek odasına davet etti. Sonra bu söylediklerimi bana falan kimse söyledi, dedi. O kimseyi çağırdılar. Gelince “Sen bu sözleri Ca’fer-i Sâdık’ın kendisinden mi işittin” diye sordu. O şahıs “Evet kendisinden işittim” deyince, “Yemîn eder misin?” dedi. “Evet, ederim” dedi ve şöyle yemîn etti:
“Billahillezî lâ ilâhe illâ hû âlimülgaybi veşşehâdeti: Kendisinden başka ilâh olmayan, gizli ve açık her şeyi bilen Allaha yemîn ederim” dedi.
“ŞÖYLE YEMİN ET!”
Ca’fer-i Sâdık hazretleri o şahsa şöyle yemîn et dedi: “Beraytü min havlillahi ve kuvvetihî veltece’tü ilâ havlî ve kuvvetî lakad fe’ale kezâ ve kezâ Ca’fer ve kezâ ve kezâ kâle Ca’fer: (Allahın kuvvet ve kudretinden çıkıp, kendi kuvvet ve kudretime sığınmış olayım ki, Ca’fer şöyle şöyle dedi ve şöyle şöyle yaptı.)”
O şahıs önce böyle yemîn etmek istemedi. Fakat sonra etti ve o ânda düşüp öldü...
Halîfe Mensûr, “Bu yalancı ve müfterînin ölüsünü ayağından tutup, dışarı atınız” dedi.