ARA
MEŞHURLARIN SON SÖZLERİ
 Zamânında bulunan evliyânın önde gelenlerinden olan Midyen bin Ahmed el-Eşmûnî, Ahmed Zâhid hazretlerinin yüksek talebelerinden idi. Onun vefâtından sonra Muhammed Hanefî’nin talebeleri arasına girip tasavvuf yolunda ilerlemeye çalıştı. Evliyânın yükseklerinden oldu. Onun ilminden birçok kimse istifâde etti. Üstünlüğü, yüksekliği başka memleketlere kadar yayıldı. Birçok fazîletleri kendisinde toplamış idi...
Bir talebesi şöyle anlatır: 
“Hocamız bize her neyi haber verdi ise, o şey, Allahü teâlânın izniyle, aynen söylediği şekilde meydana gelmiştir.” “Buna salâhiyetli değilim”
Eli yüzü nurlu, saf ve yaşlı bir kadıncağız, Midyen Eşmûnî’ye gelerek şöyle der: 
-Efendim. Benim sâdece otuz dînârım (altın para) var. Bunları size veriyorum. Siz de benim Cennete girmeme kefil olur musunuz? 
O mübarek de; 
-Hiç böyle şey olur mu? Hem ben buna salâhiyetli değilim, buyurur. 
Buna rağmen o kadın, otuz dînârı bırakıp gider ve bir müddet sonra da vefât eder. Kadının vârisleri Midyen Eşmûnî’ye gelip; 
-Onun size verdiği vekâlet sahîh değildi. O hâlde o paraları bize vermeniz lâzımdır, derler. O da birkaç gün sonra vereceğini bildirir.

“Benim adıma teşekkür ediniz”
Vefât etmiş olan kadın, o gece rüyâda vârislerine görünüp, her birine der ki: 
“Bana olan lütuf ve fadlından dolayı, benim adıma Eşmûnî hazretlerine teşekkür ediniz. Ben o parayı, kendisinin ve talebelerinin ihtiyaçlarını karşılamak üzere hediye etmiştim. Bütün malım o kadar idi. Hepsini, seve seve o zâta hediye ettim. Allahü teâlâ, o büyük zâta olan hürmet ve muhabbetim sebebiyle bana rahmet etti ve Cennetini ihsân etti. Sakın o paraları geri almak için uğraşmayınız.” 
Aynı rüyâyı gören vârislerin hepsi, Eşmûnî hazretlerinden otuz dînârı istemekten vazgeçtiler. Durumu kendisine bildirdiler.
Tüm İçerikler