ARA
MEŞHURLARIN SON SÖZLERİ
 Dülger-zâde Mustafa Rızâ-eddîn Efendi, ilk tahsîlini tamamladıktan sonra, Sinân Paşa Medresesi’ne devam etti. Bu sırada, Azîz Mahmûd Hüdâyî hazretlerinin dergâhında talebe yetiştirmekle görevli Ya’kûb Efendi’nin emri ile Odabaşı şeyhi Fenâî Efendi’nin derslerine devam edip, Celvetiyye yoluna girdi... OSMANLI-RUS SAVAŞINA KATILDI
Mustafa Rızâ Efendi’nin hâllerinde kemâl alâmetleri görülmeye başlayınca, hocası tarafından hilâfet verildi. Dülger-zâde, Fenâî Efendi’nin kendisine verdiği müjde üzerine, bir ara Beşiktaş Mevlevîhânesi şeyhi Muhsin Efendi’nin derslerine ve sohbetlerine katıldı. Bu arada Mesnevî’yi okudu. Riyâzet yoluna giren Dülger-zâde, Sinân Paşa Câmii’nde cemâate vaaz ve nasîhat vermeye başladı... Osmanlı-Rus savaşında gazâya katıldı. Edirne’de Nakşibendiyye yolunun büyüklerinden Arab-zâde Allâme Efendi ile görüştü. Sülûk mertebesine geçmeye muvaffak olup, Nakşibendiyye yolunun âdabını da öğrendi.
Dülger-zâde, 1152 (m. 1739) senesinde Mekke-i mükerreme ve Medîne-i münevvereye gitti. Orada iken, Muhyiddîn-i Arabî hazretlerinin üstünlüğünü anlatan “Zuhûrât-ı Mekkiyye” kitabını yazdı. Hicaz’a giderken Mısır’a uğradı. Mısır’dan Hicaz’a giderken, gemi Kızıldeniz’de karaya oturdu. Mustafa Rızâ Efendi’nin duâsı ile Allahü teâlâ gemiyi kurtardı. Medîne-i münevverede iki ay halvette (yalnızlıkta) kalan Dülger-zâde’de fevkalâde hâller görüldü. Dönerken Konya’ya uğradı. Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî’yi ve Nasreddîn Hoca’yı ziyâret etti. Sonra da Seyyid Battal Gâzî’yi ziyâret etti. Buradan İznik’e geçti. Kâdiriyye yolunun şeyhi olan Eşref-zâde Abdullah Rûmî’nin kabrini ziyâret etti. Buradan da İstanbul’a gitti...

KIYMETLİ ESERLERİ VARDIR
Mustafa Rızâ Efendi’nin dîvânı çok kıymetli bir eserdir. Dülger-zâde’nin sözleri âşıkânedir. Bilhassa Mekke-i mükerreme ve Medîne-i münevverede yazdığı şiirler, onun, o mübârek yerlerde daha fazla cezbe ve vecd hâline geldiğini gösterir. Diğer eserleri şunlardır: 1- Muhtasar-ül-vilâye tercümesi, 2- Zuhûrât-ı Mekkiyye.
1157 (m. 1744) senesinde Dülger-zâde Rızâ Efendi hastalandı. 1159 (m. 1746) senesi Muharrem ayında talebelerinden birinin evinde iken hastalığı şiddetlendi. Hemen Beşiktaş’taki evine nakledildi. Bir müddet sonra yüksek bir sesle; “Allah” diyerek rûhunu teslim etti...
Tüm İçerikler