Ebû Hureyre hazretlerinin asıl adı Abdürrahmândır. Hicretin 7. senesinde Hayber’de Müslüman oldu. Gençliğinde fakîrlik ve sıkıntı içinde yaşamıştır. Yemen’deki Devs kabîlesinin ileri gelenlerinden ve meşhûr şâir olan Tufeyl bin Amr vâsıtasıyla iman ettiğinde 30 yaşını geçmişti...
Ebû Hureyre hazretleri, Eshâb-ı kirâm arasında en çok hadîs-i şerîf bilen ve rivâyet edenlerdendir. İsmi Abdurrahman bin Sahr’dır. Künyesi Ebû Hureyre’dir. Bu künyenin verilişini kendisi şöyle anlatır: “Ey kedicik babası!”
“Bir gün kaftanımın içinde küçük bir kedi taşıyordum. Resûlullah gördü. ‘Nedir bu?’ buyurdu. Ben de, ‘kedicik’ dedim. Bunun üzerine Resûlullah bana ‘Ey kedicik babası’ buyurdu...”
Abdurrahman bin Mihran, Ebu Hureyre (radıyallahü anh)’nin ölüm anında şöyle vasiyet ettiğini bildirir:
-Üstüme çadır dikmeyin. Arkamdan buhurdanlık tüttürmeyin. Beni kabre çabuk ulaştırın. Çabuk olun. Resulullah’tan (sallallahü aleyhi ve sellem) işittim ki; “Mümin tabutuna konulduğunda, tabutu ‘hemen götürün’ der. Kâfir tabutuna konduğunda ‘yazıklar olsun beni nereye götürüyorsunuz?’ der!..”
“Seni ağlatan nedir?”
Hemmam’ın anlattığına göre, Ebû Hureyre hazretleri ölüm zamanı geldiğinde ağlamaya başladı.
-Seni ağlatan nedir, diye sordular.
-Azığın azlığı, kurtuluşun uzaklığı, cennet ya da cehennemle bitecek meçhul bir son, dedi...
Ömrünün son günlerinde hastalandı. Hastalığını duyanların ziyarete gelmesiyle büyük bir kalabalık toplandı. Hastalığı ağırlaştığında “Allahım sana kavuşmayı seviyorum. Bunu bana nasib eyle” demiştir.
Feryât edip, kendinden geçti!
Şakya Eshahi şöyle rivâyet etmiştir:
“Bir defasında Medîne’ye Ebû Hüreyre’yi ziyâret için gelmiştim. Ebû Hüreyre, Resûlullahın kıyâmet gününe dâir bir hadîs-i şerîfini rivâyet ederken, birdenbire feryât edip, kendinden geçti. Bir müddet sonra kendine gelince, neden böyle yaptığını sordum. Dedi ki:
-Kıyâmet günü için Resûlullah efendimiz buyurdu ki:
(Kıyâmet günü, Allahü teâlânın insanları hesâba çekeceği gündür. Kur’ân-ı kerîme, O’nun emirlerine uyanlar makbûl olup, uymayanlar cezâlandırılacaktır. Kur’ân-ı kerîmi bilip okuyan, öğrenip öğretenlerden amel etmeyenlerin vay hâline!..)