Ebû Saîd el-Harraz hazretleri, büyük velilerdendir. Tasavvufta ona tâbi olanların mensûb olduğu yola “Harrâziye” denmiştir. Doğum târihi bilinmemektedir. Bağdat’ta doğmuştur. 890 (H. 277) senesinde orada vefât etti. Kabri Bağdât’tadır... Yüksek dereceye kavuştu
Zamânında yaşayan evliyânın imâmı sayılan Ebû Saîd-i Harrâz hazretleri; Zünnûn-i Mısrî, Sırrî-i Sekatî, Cüneyd-i Bağdâdî, Nebâcî, Ebû Ubeyd Busrî gibi büyük velîlerin sohbetinde bulunup tasavvuf yolunda yetişti. Bişr-i Hafî, Ebû Hamza Horasânî ve Yûsuf bin Hüseyin gibi zâtlarla da arkadaşlık yaptı. Amr bin Osman Mekkî, Ebû Bekir Kettânî gibi kimseler de onun sohbetlerinde yetiştiler.
Tasavvuf yolunda yüksek dereceye kavuşmuş bir velî olan Ebû Saîd-i Harrâz, verâ yâni haram ve şüphelilerden sakınmak ve riyâzette yâni nefsin isteklerini yapmamakta gâyet ileriydi. Allahü teâlânın rızâsını kazanmak için çok çalışırdı. “Allahü tealaya yönelen ve O’ndan başka her şeyi unutan bir kula, ‘sen neredensin, murâdın nedir’ diye sorulsa, şüphe yok ki, ‘Allah’ der ve bundan daha güzel vereceği hiçbir cevap yoktur” buyururdu.
Rüveym hazretleri diyor ki: “Ebû Saîd el-Harraz’ın ölümü ânında yanında bulunuyordum. O ise ‘Âriflerin gönüllerinin Allah’ı zikre olan iştiyâkı ve gizli münâcât hâlindeki hâtırlamaları, ölüm ve ümid dolu şerbet bardaklarını onların üzerlerine serpti de şükredip az ile kanâat eden veya doyan gibi dünyadan yüz çevirdiler. Onların maksad ve üzüntüleri bir askerî karargâha, orduya katılmaktır ki, orada parlak yıldızlar gibi Allah’ın dostları vardır. Cisimleri yeryüzünde O’nun sevgisi ile ölüp giderken ruhları perdeler arasında yükseklere doğru seyreder. Onlar ancak habiblerinin civarında istirahata çekildiler. Zorluk ve zahmette aksaklık göstermezler’ dedi.”
“Şaşılacak bir şey değil”
Cüneyd-i Bağdadi de, Ebû Saîd el-Harraz’ın ölüm ânında vecde çok geldiğini söylediklerinde; “Onun ruhunun hevesle uçması şaşılacak bir şey değildir” buyurmuştur.