ARA
MEŞHURLARIN SON SÖZLERİ
 Ebü’l-Hasan-ı Harkânî hazretleri, uzun boylu, güzel yüzlü, geniş alınlı, iri gözlü ve kumral bir zat idi. Hazret-i Ömer’e benzerdi. Büyük İslâm âlimi Bâyezîd-i Bistâmî’nin rûhâniyetinden istifâde ederek kemâle gelmiş, yükselmişti. Zamânının kutbu idi. 
Ebü’l-Hasan-ı Harkânî hazretleri, on iki sene Harkân’dan Bistâm’a, hocasının kabrini ziyâret için gitti. Bu ziyârete giderken, yolda Kur’ân-ı kerîmi hatmederdi. Her gittiğinde ziyâret ile ilgili vazîfelerini yaptıktan sonra; “Bu kuluna da ihsân eyle!”
“Yâ Rabbî! Bâyezîd’e ihsân ettiğin sana âit ilimlerden, büyüklüğünün hakkı için, Ebü’l-Hasan kuluna da ihsân eyle!” diye yalvarırdı. 
Geri dönerken, hiçbir zaman Bâyezîd hazretlerinin türbesine arkasını dönmezdi. On iki sene sonra, Allahü teâlânın lütfu ile Bâyezîd-i Bistâmî’nin rûhâniyetinden istifâde edip olgunlaştı. Allahü teâlâyı tanıtan kalb ilimlerinde ve diğer ilimlerde talebe yetiştirmeye başladı. Pekçok talebesi vardı. Kerâmetleri pekçoktur. Böyle büyük zâtların halleri, sözleri, yaşayışları hep kerâmetlerle doludur. Sevenleri onlarda her an kerâmetler görmekte, bağlılıkları artmaktadır. Onlar Allahü teâlânın sevgilisidir. Sevgiliye her ikrâm yapılır. Kör, güneşi göremiyorsa güneşin kabahati olmaz... 
Son günlerinde bir sohbetinde buyurdu ki:
“Ömrüme bakınca, yetmiş üç yıllık ibâdetlerimin hepsini, bir saatlik kadar kısa, günahlara bakınca da, Nûh aleyhisselâmın ömrü kadar uzun gördüm.”

“Kabrimi derin kazın!”
Ebü’l-Hasan-ı Harkânî hazretleri vefâtları yaklaştığında; 
-Kabrimi derin kazın. Yatacağım yer, hocam Bâyezîd hazretlerinin mezarından aşağıda bulunsun, diye vasiyet etti. Bu vasiyetini yaptığı gece 1034 (H.425) senesinde Harkân’da vefât etti. Kabri Harkân’dadır.
Toprağa verildiği günün akşamı, çok kar yağdı. Ertesi gün baş ucuna, büyük ve beyaz bir taşın dikildiğini gördüler. Mezarın çevresinde, bir arslanın ayak izleri vardı...
Tüm İçerikler