ARA
MEŞHURLARIN SON SÖZLERİ
 Abdülmecîd Şirvânî (Mevlânâ Abdülmecîd) evliyânın büyüklerindendir. Şirvan’da doğdu. Künyesi Ebü’l-Mehamid, lakabı, Nurullah’dır. Babası Şeyh Veliyyüddîn Şirvan bölgesinin en büyük velîsi idi.
Bu mübarek zat, devamlı insanlara vaaz ve nasîhat eder, ders verirdi. “İnsanların en hayırlısı, onlara faydalı olandır” hadîs-i şerîfinin açık bir nümûnesi idi. Zâhirî ve bâtınî ilimlerde ilerledi. Genç yaşta Şirvan’ın Şemahı şehrine gitti ve burada ders vermeye başladı. Mevlânâ Şehkubâd hazretlerinin derslerinde kemâle eren Abdülmecîd Şirvânî, hocasının vefâtından sonra onun yerine geçti. İnsanlara nasîhat etmeye başladı... Veba salgını başlamıştı!..
Daha sonra Tokat’a gelen Abdülmecîd Şirvânî’nin ismi ve yüksekliği, talebeleri terbiyedeki üstünlüğü kısa zamanda her tarafta duyuldu. Çevresi sevenleri ile doldu. Katı kalpleri, sohbetinde, Allahü teâlânın ihsan ettiği tesirli sözleri ile mum gibi etti. Talebelerini kısa zamanda evliyâlık derecelerine ulaştırırdı... O günlerde Tokat’ta bir tâûn (veba) salgını vardı. Gün geçtikçe hastalık daha da yaygınlaşıyordu. Kırk elli gün süren tâûn salgınında binlerce kimse vefât etmişti. Bunun üzerine şehir halkı; “Abdülmecîd Şirvânî hazretlerinden duâ isteyelim. İnşâallahü teâlâ bu salgını onun duâları ile durur” dediler. Şehrin ileri gelenleri durumu Mevlânâ Abdülmecîd’e arz ettiler. Bunun üzerine Mevlânâ Abdülmecîd şöyle duâ buyurdu:
“İlâhî! Bu musîbet bulutunu, kerem ve ihsân rüzgârınla def eyle!”
O ândan itibaren Allahü teâlânın izni ile salgın durdu. Otuz sene Tokat’a tâûn hastalığı isâbet etmedi. Tâûn yüzünden Tokat halkı orayı terk etmeye karar vermiş iken, Mevlânâ Abdülmecîd’in duâsı bereketi ile, memleketlerini terk edip gurbette birçok eziyet ve sıkıntılarla karşılaşmaktan kurtuldular. Mevlânâ Abdülmecîd’in bu kerâmetini gören Tokat halkı, tövbe edip daha çok ibâdet etmeye başladılar...

“Üstümüze türbe yapılmasın!”
Abdülmecîd Şirvânî hazretleri de tâûn salgınından bir süre sonra aynı yıl içerisinde vefât etti. (1564) Kabri vasiyeti üzerine Kelkit Irmağının kıyısına yaptırıldı.
Vefâtından önce buyurdu ki:
“Bizi sevenler kabrimizin üzerine türbe yapmak sûretiyle, bu âcizi diğer Müslümanlardan ayırmasınlar!..”
Tüm İçerikler