ARA
MEŞHURLARIN SON SÖZLERİ
 Abdullah bin Abdülazîz Ömerî hazretleri, tanınmış hadîs âlimlerindendir. 184 (m. 800) senesinde Medine-i Münevvere’de vefât etti. Babasından ve başkalarından hadîs-i şerîf rivâyet etti. Rivâyet ettiği hadîs-i şerîflerden bazıları: ŞÜKREDENLER VE SABREDENLER
Enes bin Mâlik’ten rivâyet etti: Resûlullah Efendimiz (sallallahü aleyhi ve sellem) buyurdu ki: 
“... Dünyâ husûsunda kendisinden aşağıda olanlara bakıp, din husûsunda kendisinden yukarıda olana bakan kimseyi Allahü teâlâ, şükreden ve sabırlı bir kul olarak yazar.”
İbrâhim bin Sa’d’dan rivâyet etti: Resûlullah Efendimiz buyurdu ki: 
“Eshâbım hakkında, Allahü teâlâdan korkun. Sakın benden sonra onlara düşmanlık yapmayınız. Onları seven beni sevdiği için sever. Onlara buğz eden, kin tutan, bana düşmanlığından dolayı böyle yapmış olur. Onlara eziyet eden, bana eziyet etmiş olur. Bana eziyet eden, Allahü teâlâya eziyet etmiş olur. Kim Allahü teâlâya eziyet ederse, Allahü teâlânın onu cezalandırması çok yaklaşmıştır demektir.”
Sâlim bin Abdullah’dan rivâyet etti: Resûlullah Efendimiz buyurdu ki: 
“Allahü teâlâya yalvarıp, duâ etmeden önce Ma’rûfu (iyiliği) emredip, Münker’den (kötülükten) nehyediniz (alıkoyunuz.) Günahınıza pişman olup, Allahü teâlâdan afv ve magfiret dilemeden önce, elbette Allahü teâlâ sizin duâlarınızı kabûl etmeyecek. O zaman afv magfiret de olunmayacaksınız. Yahudi âlimler ve Hristiyan din adamları Emr-i ma’rûf ve Nehy-i an-il münkeri terk ettikleri için, Allahü teâlâ onları, kendi Peygamberlerinin lisânı üzere lanetleyip, umûmî bir belâ vermiştir.”

“EY ZEVK VE SEFÂ SAHİPLERİ!”
Muhammed bin Harb el-Mekkî dedi ki: Mescid-i Haram’da idik. Abdullah bin Abdülazîz Ömerî hazretleri, vefatından kısa bir zaman önce yanımıza gelmişti. Onun etrafına toplandık. Mekke-i Mükerreme’nin ileri gelenleri de toplanmıştı. Bu sırada başını kaldırınca, Kâbe-i Muâzzama’nın etrafında yükselen sarayları gördü. Şiddetli bir şekilde bağırarak şöyle buyurdu: 
“Ey bu köşkleri bu mukaddes mekanın yanına dikenler!.. Ölünce, yapayalnız kalacağınız, mezarların zifiri karanlıklarını hatırlayınız. Ey zevk ve sefâ sahipleri, ey dünyâ ni’metleri içerisinde yüzenler! Kabirde, kurtların, böceklerin, yiyecekleri ve gıdaları olacağınızı, şu güzel vücutlarınızın, toprağın altında çürüyeceğini, o gören gözlerinizin akacağını, konuşan dillerinizin susacağını hiç düşünmüyor musunuz?”
Tüm İçerikler