Eyyûb-i Sahtiyânî hazretleri, Tâbiînin büyüklerinden, hadîs ve fıkıh âlimlerinden olup, 685 (H.66 veya 67) senesinde Basra’da doğdu. 748 (H.131) senesinde tâûn hastalığından Basra’da vefât etti. Kabri oradadır. Eshâb-ı kirâmdan Enes bin Mâlik’i radıyallahü anh görüp onun sohbetinde bulundu. Ondan hadîs-i şerîf rivâyetinde bulundu. Hadîs ilminde hâfız idi. Yâni yüz bin hadîs-i şerîfi senetleriyle birlikte ezbere bilirdi. Rivâyet ettiği hadîs-i şerîflerden sekiz yüz kadarı meşhûr altı hadîs kitabı olan Kütüb-i Sitte’de yer almıştır...
Sohbetlerinde buyurdu ki:
“Kişi ancak şu iki hasletle üstün olur: Biri insanlardan bir şey beklememek, diğeri insanlardan gelen sıkıntılara katlanmaktır.” “İNSANLARA ÜSTÜNLÜK TASLAMA”
Tevekkül ile alâkalı olarak da; “Tevekkül bedeni kulluğa, kalbi Allahü teâlâya çevirmek ve yetecek kadar rızka râzı olmaktır” buyurdu.
“Ey kardeşim! İnsanların ilme âit söylediği sözlerden bir kısmını ezberleyerek başkalarına karşı üstünlük taslama. Bu riyâkârlıktır, gösteriştir. O bilgiler aslında senin değildir. Onları ortaya koyan sen değilsin.”
“Ömürlerini gaflet içinde geçiren, kulluk vazîfesini yapmayıp, ibâdetten mahrum kalan âsî insanların hallerine çok acırım.”
“Üstünlük taslamak için yükselmek isteyenleri Allahü teâlâ alçaltır. Tevâzu gösterenleri ise yükseltir.”
Selâm bin Ebî Hamza anlatır:
“Ebû Eyyûb’un sohbetinde idik, şöyle buyurdu: ‘Zühd üç kısımdır. Allahü teâlâya en sevimli geleni, en üstünü ve Allah indinde sevap bakımından en büyüğü, her şeyden yüz çevirip, Allahü teâlâya ibâdet etmek, alışverişte haramdan sakınmaktır.’ Sonra bize dönüp; ‘Ey âlimler! Allahü teâlâya en sevimli gelen zühd; dünyâya düşkün olmamak, helâl ve mübah olan şeylerde de haddi aşmamaktır’ buyurdu.”
SÂLİHLERİN HİMAYESİNDE OLMAK!
“Sâlihlerin anıldığı yerde bulunanlar, onların himâyesinde olurlar.”
“Sâdık kimse, kalbindeki iyiliği, hâliyle ve hareketleriyle de gösteren kimsedir. Böyle olmazsa kişi içinin doğruluğu ile kalır.”
“Bir iş icâbı dışarı çıktığın zaman, insanların az olduğu yerden yürümen de senin için uzlettir.”
Birisi Eyyûb-i Sahtiyânî hazretlerine; “Bana nasîhatte bulun” dedi. O da; “Diline sâhib ol, az konuşmaya dikkat et” buyurdu.
Eyyûb-i Sahtiyânî hazretleri, kendi vefatını önceden haber vererek buyurdu ki:
“Bir mü’mine, Ehl-i sünnet îtikâdında olan bir müminin ölüm haberi gelince, sanki bedenden bir uzuv kopmuş gibi olur.”