ARA
MEŞHURLARIN SON SÖZLERİ
 Yûsuf bin Esbât, hazretleri, Âmir bin Şüreyh, Süfyân-ı Sevrî, Yâsîn ez-Zeyyât gibi büyük zâtlardan hadîs-i şerîf rivâyet etti. Kendisinden; Ebü’l-Ahvas, Mahmûd bin Mûsâ, Müseyyib bin Vâhid ve Abdullah bin Habîb el-Antakî gibi âlimler rivâyette bulundular. Hadîs-i şerîf ilminde “sika” yani, güvenilir bir zât olup, zamânının en üstünlerindendir...
“Dünyâ çöplük gibidir!”
Bu mübarek, haram ve şüphelilerden çok sakınır, çok ibâdet ederdi. Kendi hâlinde yaşar, hâlini belli etmezdi. Kalbinde dünyâ sevgisine yer yoktu. Nefsinin isteklerine hiç uymaz, her an Allahü teâlâyı hatırlardı. Helâlden lokma bulabilirse yer, bulamazsa sabrederdi. “Allahü teâlânın rızâsının onda dokuzu helâl rızıktadır” buyururdu. Dokumacılık yaparak nafakasını temin etmeye çalışırdı. Dünyâ malına ve lezzetlerine hiç iltifat etmezdi. Kırk sene müddetle iki gömlekle idâre etti. Birini yıkar, diğerini giyerdi. Âhiretteki sonsuz nîmetleri terk edip de, dünyânın geçici, yalancı ve aldatıcı zevklerini tercih edenlerin zavallılıklarını, gafletlerini ve yakalandıkları bu hastalığın tehlikesini bildirmek için, hazret-i Ali’nin; “Dünyâ çöplük gibidir. Kim ona tâlib olursa sıkıntılarına katlanmaya hazır olsun” sözünü sık sık tekrâr ederdi... 
Hastalandığında kendisinin haberi olmadan, sultanın doktorlarından birini çağırdılar. Doktor muâyene edip gideceği zaman, Yûsuf bin Esbât hazretleri oradakilere sordu: “Doktor muâyene ettiği hastalardan, âdet olarak ne alır?” Onlar da; “Altın alır” dediler. Bir kese çıkardı ve; “Bunu ona veriniz” diyerek yanındakilere uzattı. Baktılar, kesenin içinde on beş altın var. “Bu çok fazladır” dediler. Bunun üzerine, “Olsun, ona verin. Böyle yapmaktaki maksadım, fakirlerin, sultandan daha mürüvvetli olduğunu bildirmektir” buyurdu.

“Şu sâlih adama bakın!”
Yûsuf bin El-Esbât ölüm döşeğinde yattığı vakit, hazreti Huzeyfe ziyâretine gitti ve onu fazla ıstırap içinde gördü. “Şimdi feryâdü figan zamanı mı dır?” deyince, Yûsuf, “Ne yapayım, vallahi yapmış olduğum amelleri sıdku ihlâs ile yapıp yapmadığımı bilemiyorum, ona ağlarım” dedi. Hazreti Huzeyfe; “Şu sâlih adama bakın, amelindeki ihlâsından korkuyor” diyerek çok gözyaşı döktü...
Tüm İçerikler