Hazreti Urve, Cennetle müjdelenen Eshâb-ı kirâmdan Zübeyr bin Avvam radıyallahü anhın oğludur. Annesi ise, Hazreti Ebû Bekir’in kızı Esma’dır...
Urve bin Zübeyr hazretleri, Medine’den Busra’ya ve oradan da Mısır’a gitti. Evlenerek oraya yerleşti. Yedi sene Mısır’da kaldı. Oradan da Şam’a geçti. Şam’da Velîd bin Abdülmelik’in yanında iken bir ayağında yara çıkıp, kangren oldu. Tâbiblerin kararı ile Velîd bin Abdülmelik’in yanında ayağı kesileceği zaman, bayıltacak ve uyuşturacak hiçbir ilâç almaya râzı olmamış, ameliyat esnasında hiç sesini çıkarmamıştı. Hatta o sırada, odanın içinde biriyle konuşmakta olan Velîd, ancak ayağının kesilmesinden sonra, ameliyatın bittiğinden haberi olan Urve hazretlerinin sabrına hayran olmuştu... Bir atın tekmesiyle...
O günlerde de oğlu Muhammed, Velîd’in ahırında bir atın tekme vurmasıyla hayatını kaybetmişti. Bu hâdiseden sonra Medine’ye döndü ve vefatına kadar orada yaşadı...
Hazreti Urve, babası Zübeyr bin Avvam’dan, Zeyd bin Sâbit, Üsâme bin Zeyd, Hazreti Âişe, Ebû Hureyre (radıyallahü anhüm) ve başkalarından hadîs-i şerîf rivâyet etmiştir.
Urve hazretlerinin oğlu Hişam da “Babam, Ramazan ve Kurban Bayramlarının dışında daima oruç tutardı. Hatta oruçlu olarak vefât etti” demiştir. O, her gün, Kur’ân-ı kerîmin dörtte birini okurdu. Geceleri de ibâdetle geçirirdi.
Urve bin Zübeyr’in rivâyet ettiği hadîs-i şerîflerden bazıları:
“Ümmetimin en kötüleri, Eshâbıma dil uzatanlardır.”
“Kim yeryüzünden zulümle bir karış alırsa, Allahü teâlâ o bir karışı, yedi kattaki miktariyle kıyâmet gününde, onun boynuna asar.”
“Kim Allahü teâlânın rızası için bir mescid yaparsa, Allahü teâlâ da ona Cennette bir ev ihsan eder.”
Eceli geldiğinde oruçluydu
Bu mübarek zat buyurdu ki:
“Bir kimsede bir iyilik görürseniz, o iyiliği ona sevdiriniz. Biliniz ki, o kişinin yanında, o iyiliğin benzeri başka iyilikler de vardır. Aynı şekilde, bir kimsede bir kötülük görürseniz, onu sevdirmeyiniz. Çünkü, o kişinin yanında daha başka kötülükler de vardır.”
Urve bin Zübeyr, yetmiş bir yaşında iken vefat etti. Eceli geldiğinde oruçluydu. Ailesi orucunu bozması için ısrar etti ama o kabul etmedi. “Ben Rabbime oruçlu olarak kavuşmak isterim” buyurdu ve biraz sonra ruhunu teslim etti...