Mensûr bin Ammâr hazretleri, bir evin kapısından geçerken, içeriden bir gencin Allahü tealaya yalvararak af dilediğini işitir... Mensûr bin Ammâr evliyânın büyüklerindendir. Çeşitli ilimlerde âlim, hitâbeti çok kuvvetli, vaazları tesîrli bir zat idi. Aslen Mervli olup, Basra’da yaşamıştır. 225 (m. 839) yılında vefât etmiştir...
“DİLİNE HAKİM OL!..”
Mensûr bin Ammâr hazretlerinin hikmetli sözleri meşhurdur. Buyurdu ki:
“Sıkıntıdan kurtulmak istiyorsan, dünyâyı istemeyi bırak, özür dilemekten kurtulmak istiyorsan, diline hâkim ol.”
Mensûr bin Ammâr hazretleri, bizzat kendisinin yaşadığı bir hadiseyi şöyle anlatır:
Bir gece evden dışarı çıktım. Bir evin kapısından geçince, içeriden bir gencin yalvarıp yakararak Allahü tealaya şöyle arz ettiğini işittim:
“Yâ Rabbi! Sana karşı günah işlediğim zaman muhalefet ve isyan maksadı gütmedim. Nefsimin istekleri bana üstün geldi, şeytan beni aldattı, sonunda kendime zulmettim ve senin gazabına maruz kaldım...”
Bu sözleri işitince başımı kapının arasına dayadım ve Kur’ân-ı kerimden şu âyet-i kerimeyi okudum:
“Ey iman edenler! Kendinizi ve çoluk çocuğunuzu cehennem ateşinden koruyun; onun yakıtı, insanlar ve taşlardır; görevlileri, Allahın kendilerine verdiği emirlere baş kaldırmayan, kendilerine buyurulanları yerine getiren pek haşin meleklerdir...”
Bu âyeti okuduğum zaman o gencin feryadı yükseldi ve ben de o kapıdan geçip gittim...
Ertesi sabah o kapıdan geçince, yaşlı bir kadının yalvarıp yakararak şöyle dediğini işittim:
“Benim bir çocuğum vardı ki, geceleri Hak tealanın korkusundan ağlıyordu. Dün akşam yine münacat ettiğinde birisi geldi, kafasını kapının arasına dayadı, Hak tealanın azab ayetlerinden birini okudu. Bunun üzerine çocuğum feryat etti, şiddetle ağladı ve sonunda da ruhunu Rabbine teslim etti...” Ben de ona şöyle dedim:
“VEFATINA BEN SEBEP OLDUM!”
“Ey anne! O âyet-i kerimeyi ben okudum ve çocuğunun ruhunun beka âlemine göçmesine ben sebep oldum. Eger izin verirsen onu ben yıkayayım.” Anne bana “Tabii, olur!” dedi.
Üzerinden kadife parçayı kaldırınca gencin boynunda bir parça bezin olduğunu gördüm, boynundaki bez parçasını açınca da yeşil hatla göğsüne şöyle yazıldığını gördüm:
“Biz bu kulu tövbe suyuyla yıkadık.”