Eshâb-ı kiramdan Umeyr bin Sa’d (radıyallahü anh) şöyle anlatır: Hazret-i Ömer (radıyallahü anh), beni Humus’a vali olarak gönderdi. Aradan bir sene geçtiği hâlde, benden haber alamayınca Halife bana, “Bu mektubu alınca gel. Bu ânâ kadar elinde biriken vergiyi de getir” diye bir mektup yazdı...
MEDİNE’YE KADAR YÜRÜDÜ...
Ben de içine azığımı koyduğum heybemi ve çanağımı aldım, mataramı belime taktım, sopamı da yanıma aldım ve hemen yola koyuldum... Humus’tan Medîne’ye kadar yürüyerek geldim...
Hemen Hazret-i Ömer’in huzuruna çıktım. Bana “Seni nereye göndermiştim? Neler yaptın?” diye sorunca ben “Söyleyeceklerimle seni üzmek istemediğimden anlatmayı arzu etmiyorum. Sen beni vali olarak gönderdin. Ben de gönderdiğin yere giderek, oranın halkından iyi insanları topladım. Onları vergi me’mûru ta’yin ettim. Toplanan vergileri, verilmesi gereken yerlere dağıttım. Eğer o vergilerden bir şey artmış olsaydı, onu da sana getirirdim” dedim...
Bunun üzerine Hazret-i Ömer, “Ey Umeyr! Yeniden vali ta’yin edildin” deyince, “Ben, ne senin adına, ne de senden sonra başka birisi adına valilik yapmak istemiyorum yâ Ömer!” dedim ve izin istiyerek evime döndüm...
Medine ile evim arası çok uzaktı. Ben yola çıkınca, Hazret-i Ömer arkamdan Hâris adındaki bir zâtı göndermiş. Haris, evimizde üç gün misafir kaldı. Bizim, arpadan başka yiyecek hiçbir şeyimiz yoktu. Onu Hâris’e yediriyor, kendimiz de aç kalıyorduk...
ELİNE GEÇENİ DAĞITIYORDU...
Haris giderken, bana çıkarıp yüz dinar verdi ve “Bunları mü’minlerin emîri gönderdi” dedi. Dinarları hanımın, elbisesinden bir parça yırtarak içine koydum. Sonra bunları şehidlerin ve fakirlerin çocuklarına dağıttım. Sonra Haris Medine’ye dönünce, durumu Hazret-i Ömer’e anlatmış! Hazret-i Ömer tekrar bana, derhal Medine’ye gelmem için bir mektup yazdı. Hazret-i Ömer’in yanına gittim. Bana bir miktar yiyecek ve iki elbise verilmesini emretti. Ben, “Yiyeceğe ihtiyâcım yok. Evde bir miktar yiyecek var. Onları bitirinceye kadar, Allahü teâlâ yenisini verir” diyerek yiyecekleri kabul etmedim. Elbiseleri de başka birisine vermek üzere aldım ve evime geri döndüm.”
Antere (radıyallahü anh) şöyle anlatmaktadır:
Bu olaydan kısa bir süre sonra, Umeyr (radıyallahü anh) vefât etti. Hazret-i Ömer onun ölümünü duyunca çok üzüldü...