Yeryüzündeki ilk insan ve ilk Peygamber olan Âdem aleyhisselâmın ilk çocuğu Kâbil ve ikincisi onun ikiz kız kardeşi Aklimâ idi. Bunlardan sonra Hâbil ve sonra ikizi olan Lebûdâ doğdu. Büyüdükleri zaman, Allahü teâlâ, Hazreti Âdem’e, Kâbil’i, Hâbil’in; Hâbil’i de Kâbil’in ikizi ile evlendirmesini emretti. (Âdem aleyhisselâm zamanında, insanların çoğalması için böyle evlenmek caiz idi. Ancak insanlar çoğalınca, buna lüzum kalmadı. Allahü teâlâ haram kıldı.)
Kâbil’in ikiz kız kardeşi, Hâbil’inkinden daha güzel idi. Bu sebeple Kâbil, Hâbil’in kendi ikizi ile evlendirilmesine razı olmadı. Hatta dedi ki:
“Ben, kardeşim ile evlenmeye daha lâyıkım!”
Bunun üzerine Hazreti Âdem, Kâbil’e,
“Kız kardeşin sana helal değildir” dedi.
Fakat Kâbil, babası Hazreti Âdem’in sözünü kabul etmedi ve düşüncesinde ısrar etti. Bu durum karşısında Âdem aleyhisselâm, Kâbil ile Hâbil arasındaki ihtilafı hâlletmek için buyurdu ki:
“Allahü teâlâ her şeyi bilendir. Bu işi hâlletmek için bir şey adayınız!”
Hâbil çobanlık, Kâbil de çiftçilik yapardı. Hâbil koyunları arasından en güzel bir koç seçip getirdi. Kâbil ise buğdayları arasından en kötü kısımları toplayarak bir bağ buğday getirdi. Bu hususta da çok hasis davranmıştı.
Hâbil ve Kâbil, Âdem aleyhisselâmın tavsiyesi üzerine, adaklarını getirip, bir dağ üzerine koydular. Hâbil’in koçu üzerine gökten beyaz bir ateş inip, yaktı. Böylece Hâbil’in adağının kabul edildiği ve Kâbil’in haksız olduğu anlaşıldı. O zamanlar, Allahü teâlâ, kabul buyurduğu adak üzerine bir ateş gönderir, ateş onu yakıp, yok ederdi. Kabul olunmayan adak ise, olduğu gibi kalırdı...
Kâbil kendi adağının kabul edilmediğini ve haksız olduğunu anladığı hâlde, ilâhi hükme karşı gelip, haksızlığa dalıyor, nefsine zulmediyordu. Kardeşi Hâbil’e karşı duyduğu derin bir kıskançlık ve nefret ile düşmanlık besliyordu. Hatta ona diyordu ki:
“Yemin ederim ki, seni öldüreceğim!”
“Ben sana el kaldırmam!..”
Hâbil ise gayet yumuşak davranıyor, karşılık vermiyor ve Kâbil’e nasihat ederek diyordu ki: “Eğer sen, öldürmek için bana el uzatırsan, ben seni öldürmek için el kaldırmam. Çünkü ben, âlemlerin Rabbi olan Allahü tealadan korkarım.”
Kâbil, kardeşini öldürmeye kararlı idi. Bir fırsatını bulup elinde bir taşla Hâbil’in yanına gitti. Hâbil, sürülerinin başında bulunuyor ve o anda uyuyordu. Kâbil, kardeşi Hâbil’in başına elindeki taş ile vurarak şehit etti. İnsanlık târihinde ilk suçlu Kâbil’dir..