Sa’d bin Ebî Vakkâs (radıyallahü anh) hazretleri, Cennetle müjdelenen on sahâbeden biridir. Ömer (radıyallahü anh) onu İran üzerine sefere tayin etti. Arka arkaya yaptığı bütün savaşları kazanarak İran’ı fethetti. Başkentleri olan Medâyin’i zaptetti.. KÛFE ŞEHRİNİ O KURDU!..
Kadsiye zaferinden sonra bir müddet Medâyin’de kalan Hazreti Sa’d, şehrin havasının ve suyunun askerlere iyi gelmediğini görünce, Kûfe şehrini kurdu ve şehre ilk vâli tayin edildi...
Abdülmelik bin Umeyr, Câbir bin Semûre’den (radıyallahü anh) şöyle rivâyet etmektedir:
“Kûfe ahâlisi Hazreti Ömer’e, Hazreti Sa’d bin Ebî Vakkas’ı (radıyallahü anhüma) şikâyet ettiler. Bunun üzerine Hazreti Ömer onu vazîfeden aldı ve yerine Ammâr bin Yâser’i (radıyallahü anh) tayin etti. Kûfeliler şikâyeti o kadar ileri götürmüşlerdi ki, namaz kılmasını bile bilmiyor, demişlerdi. Hazreti Ömer, Hazreti Sa’d’a bir haberci gönderip onu yanına davet etti. Geldiğinde “Yâ Ebâ İshâk, bu adamlar senin namaz kılmayı bilmediğini iddia ediyorlar. Sen bu husûsta ne dersin?” diye sordu. Hazreti Sa’d cevabında; “Vallahi ben onlara Resûlullah Efendimizin namazına benzer namaz kıldırıp ondan hiçbir şey eksiltmiyorum. Yatsı namazını kıldırırken ilk iki rekâtte daha çok kıyamda dururum. Son iki rekâtta da az dururum” buyurdu. Hazreti Ömer, “Bizim de zâten senin hakkındaki zannımız böyle idi” buyurdu...
Hazreti Ömer, bu meseleyi tahkîk için müfettişler gönderdi. Bunlar kime sordularsa hep onun hakkında hayırlı şeyler söylediler. Nihâyet Benû Abs’e ait bir mescide girip yine aynı şeyleri sordular, doğru söylemeleri için de yemin verdirdiler.
“DUASI BANA İSABET ETTİ”
Bunun üzerine Ebû Sa’de künyesiyle bilinen Üsâme bin Katade ayağa kalktı ve;
“Mademki bize yemin verdin, Sa’d, İslâm askerinin başına geçip harb etmez, ganimet taksiminde eşit davranmaz. Hüküm verirken adâletli davranmaz” dedi. Bunun üzerine Hazreti Sa’d;
“Vallahi ben de üç şeyle duâ edeceğim: Yâ Rabbî senin bu kulun yalancı ise; riya ile halk görsün ve duysun diye söylediyse, ömrünü uzat, fakirliğini çoğalt ve onu fitnelere uğrat!..”
Daha sonraları o adama hâlinden sorulduğu zaman “İhtiyarlamış, fitneye düşmüş bir pîr-i fânî’yim, Hazreti Sa’d’in duâsı bana isâbet etti” derdi.
Abdülmelik bin Umeyr “Sonraları onu ben de gördüm. Yaşlanmaktan kaşları gözlerinin üzerine sarkmış olduğu hâlde yolda kızlara sataşırdı ve bu halde iken öldü” diye haber vermiştir.