ARA
MEŞHURLARIN SON SÖZLERİ
 Mâlik bin Dînâr, gençliğinde mal mülk sâhibi bir zengin idi. Hasan-ı Basrî hazretlerine talebe olunca, bütün mallarını ve parasını, fakir talebelere harcadı. Derecesi çok yüksek bir velî oldu...
Bu büyük zat bir gün şunları anlattı: Hacca gitmek üzere yola çıktım. Çölde giderken ağzında bir parça ekmek olan bir karga gördüm. “Bunda bir iş var”, deyip takip ettim. Bir mağara önünde durdu. İçeri girdi. Ben de öyle yaptım. İçeride elleri ayakları bağlı sırt üzerine yatmış birisi vardı. Karga getirdiği ekmekten parça parça gagasıyla onun ağzına veriyordu. Daha sonra uçup gitti. Bir daha da dönmedi. Adama “bu ne hal”, dedim. O da; “İpe ve kovaya muhtacız”
-Hacca gidiyordum. Hırsızlar yolumuzu kesti ve bütün malımızı aldılar sonra gördüğünüz gibi bağladılar ve bu mağaraya attılar. Beş gün aç susuz bu halde kaldım. Sonra Rabbime duâ ettim. Bana bu kargayı gönderdi. Her gün yedirip içiriyordu dedi. 
Sonra adamcağızın bağlarını çözdüm. Yola koyulduk. Yolda çok susadık. Yanımızda su yoktu. Çölde bir kuyu gördük. Orada ceylanlar vardı. Allahü teâlâya hamd ettik ve “işte bir kuyu bulduk” diye sevindik. Yaklaşınca, bu sırada kuyunun suyu dibe çöktü. Ceylanlar da uzaklaştılar. Yanımızda ip ve kova yoktu. Biz; “Yâ Rabbî! Ceylanlara ihsan ettin. Biz yüz zira’ uzunluğunda ipe ve kovaya muhtacız” dedik. O zaman bir ses duyuldu: “Ey Mâlik! Ceylanlar bize tevekkül etmiştir. Biz onları sularız. Siz ise ipe ve kovaya tevekkül etmişsiniz. Siz de onunla su içersiniz!..”
***
Câfer bin Süleymân anlatır: “Bir zaman Mâlik bin Dînâr hazretleri ile Basra’da dolaşırken, yeni yapılan bir köşk gördük. Köşkün mîmârı güler yüzlü bir gençti. Yanına varıp selâm verdik. O da selâmımıza cevap verdi. Mâlik bin Dînâr hazretleri ona; 
-Ey genç! Bu köşkü Allah için versen de Allahü teâlâ da sana Cennet’te bundan daha iyisini ihsân etse, dedi. 
Genç kabûl edip; 
-Kefil olur musun? deyince, Mâlik hazretleri; “Evet” buyurdu ve bir kâğıda; 


“Cennette bir köşk ihsân eyle!”
“Yâ Rabbî! Bu gence senin için verdiği bu köşke karşılık Cennet’te bir köşk ihsân eyle. Mâlik bin Dînâr bu kuluna kefildir” şeklinde yazdı ve mektubu gence verdi. Ondan aldığı malı da fakirlere dağıttı. Kısa bir zaman sonra genç vefât etti. Mâlik bin Dînâr hazretleri gencin vefât ettiği gece mihrabına konulmuş mânevî bir mektup buldu. Ona baktığında; 
“Bu Mâlik bin Dînâr’a bir berâttır. Senin söylediğinden yetmiş kat fazlasıyla gencin köşkünü kendisine teslim ettik.” diye yazılı olduğunu gördü...
Tüm İçerikler