Eshab-ı Kiramın büyüklerinden olan Sehl bin Sa’d (radıyallahü anh), Peygamberimizin bir emir ve isteği olduğu zaman hemen yerine getirir, hiçbir zaman geciktirmezdi. O’nun bu durumunu oğlu Abbâs şöyle anlatmaktadır:
“Peygamberimiz hutbe okuyacağı zaman hurma ağacından bir direğe yaslanır öyle okurlarmış. Bir gün Resûl-i ekrem efendimiz buyurur ki: (Artık cemâat çoğaldı, bir şey yapılsa da üzerine otursam...) Bunu duyan babam hemen, okun yaydan fırladığı gibi kalkıp gitmiş ve kısa bir zaman sonra minberin direklerini getirmiş. Yalnız babamın getirdiği bu direklerin kendisinin veya bir başkasının hazırladığı hakkında bilgim yoktur.” “NE OLUR KABUL EDİNİZ”
Daha sonra Sehl bin Sa’d hazretlerine, Peygamberimizin minberi hakkında suâl sorulduğunda şöyle cevap vermiştir:
“Ben minberin hangi ağaçtan, hangi tarihte, hangi gün yapıldığını bilirim...”
Sehl bin Sa’d, Peygamber efendimizin cömertliğini, kendi ihtiyacı olan bir malı isteyen herkese verdiğini şöyle anlatmaktadır:
Kadıncağızın birisi Peygamber efendimize gelir ve kendi eli ile dokumuş olduğu güzel bir elbiseyi uzatarak der ki:
-Ey Allahü teâlânın Resûlü! Bunu sizin için bizzat kendim dokudum, ne olur kabûl ediniz!
Resulullah efendimizin de gerçekten böyle bir elbiseye ihtiyacı vardı. Bu hediyeyi kabûl ederek içeri girdi ve hemen giydi. Daha sonra dışarı çıktı. Bu sırada ziyârete gelenlerden birisi, bu elbiseyi görerek;
-Ey Allahü teâlânın Resûlü! Bu ne kadar güzel bir elbise, bunu bana verseniz! dedi.
“DOĞRU BİR HAREKET DEĞİL!”
Peygamber efendimiz hemen içeri girerek elbiseyi çıkardı ve isteyen sahâbeye verdi. Diğer ziyâretçiler, elbiseyi isteyen zata sitem ederek;
-Peygamberimizin bu elbiseye çok ihtiyâcı vardı. Sen onu istemekle doğru bir hareket yapmadın, dediler. Elbiseyi isteyen kişi ise şöyle cevap verdi:
-Ben bu elbiseyi giymek için istemedim. Aksine, o benim öldüğüm zaman kefenim olacaktır!..
Aradan zaman geçti, bu zat ölüm hastalığında yanındakilere, bu hadiseyi anlattı ve;
-Peygamber Efendimizin elbisesini bunun için saklıyordum. Beni onunla kefenleyiniz! dedi ve sonra da vefat etti. Kendisini bu elbiseyle kefenleyip defnettiler...