ARA
MEŞHURLARIN SON SÖZLERİ
 Muhammed Sumâdî Dımeşkî hazretleri, Şam’da yetişen Şâfiî mezhebi âlimlerinden ve evliyânın büyüklerindendir. 1505 (H.911) senesinde doğdu. 1586 (H.984) senesinde, bir cumâ gecesi Şam’da vefât etti. Tesirli sohbetleri vardır. Buyurdu ki:
“BÜTÜN SERMAYEN, ÖMRÜNDÜR
“Ey insan! Senin bütün sermâyen, dünyâdaki birkaç günlük ömründür. Bugünler mutlaka gelip geçecek, hattâ birçoğu geçti. O halde hiç olmazsa geride kalanlarının kıymetini bil.”
“Bir din kardeşin seni ziyârete geldiği zaman ona; yemek yer misin? Karnın aç mı? Bir şeyler getireyim mi? diye sorulmaz. Hemen bir şeyler hazırlanıp getirilir yemezse kaldırılır.”
“Ölüm her an gelebilir. Yarına kadar yaşayabileceğini zanneden bir kimse ölüm için hazırlıklı değildir. Allahü teâlâya yapılan ibâdetler, ölümü hatırlamaya işârettir. Günah ve kusur olan işler de, ölümü unutmuş olmanın alâmetidir.”
“Dîni ve îmânı hakkında, ‘Sonum ne olur?’ diye söğüt yaprağı gibi titremeyen kimsenin, sonu tehlikelidir.”
“Kişinin Allah’tan korkmak, haramlardan uzak durmak, şüphelilerden sakınmak ve sabırlı olmak gibi güzel huylara sâhib olması, ilmi, Allah rızâsı için öğrendiğinin alâmetidir.”
Necmeddîn-i Gazzî şöyle anlatır: 
“Bir zaman şiddetli hasta olmuştum. Bu hastalığım esnâsında, bir gece rüyâmda Resûlullah efendimizi gördüm. Geniş bir halkanın başında oturmuşlar, Allahü teâlâyı zikrediyorlardı. Peygamber efendimizin bir tarafında Muhammed Sumâdî, diğer tarafında da Sumâdî’nin oğlu Müslim vardı. Halkanın diğer kısmında da Sumâdî’nin diğer talebeleri vardı. Zikir bittikten sonra Sumâdî, Resûlullah efendimize, talebelerinden suâl etti. Kendisinden sonra yerine kimin geçeceğini anlamak istiyordu. Peygamber efendimiz onun bu suâline; 
-Yâ Şeyh Muhammed! Onlar içinde senin yerine geçmeye en lâyık olan oğlun Müslim’dir, buyurdu. 


“RÜYANI BANA ULAŞTIR!..”
Ben, bu rüyânın heyecânıyla uyandım. Hastalığım da geçmişti. Böyle bir rüyâ gördüğümü Sumâdî’ye bildirdim. O da bana haber gönderip; 
-Muhterem Necmeddîn Efendi! Rüyân bana ulaştı. Allahü teâlâya yemîn ederim ki, rüyâ haktır. Fakat bir de bana anlatmanı istiyorum, dedi. 
Kendisiyle görüştüğümüzde, rüyâyı bir de kendim anlattım. Bana dedi ki: 
-Vallahi rüyân doğrudur, gerçektir!.. 
Bu rüyâyı görmemden az bir zaman geçmişti ki, Muhammed Sumâdî vefât etti ve yerine oğlu Müslim geçerek talebelere ders vermeye başladı.”
Tüm İçerikler