ARA
MEŞHURLARIN SON SÖZLERİ
 Seyyid Yahyâ Şirvânî hazretleri, küçüklüğünde fevkalâde edep ve ahlâk sâhibi bir çocuktu. Bir gün arkadaşları ile oyun oynarken, evliyânın büyüklerinden İzzeddîn Halvetî’nin oğlu ile Sadreddîn Halvetî’nin dâmâdı olan Pîrzâde hazretleri onu gördüler. Çocuğu bir müddet seyrettikten sonra, birbirlerine; 
-Allahü teâlâ bu çocuğa, dedelerinin edebini, olgunluğunu ve güzel huyunu ihsân etmiş. Duâ edelim de, Halvetî yolunun feyz ve mârifetlerine de kavuşsun, dediler. El açıp cenâb-ı Hakk’a yalvarıp, uzun uzun duâlar ettiler... 
“Evladım sen Sadreddîn’e git!”
O gece Seyyid Yahyâ, rüyâsında Resûlullah efendimizi gördü. Sevgili Peygamberimiz; 
-Evlâdım Yahyâ! Halvetî yolunun büyüklerinden olan Sadreddîn’e git. Onun sohbeti ve hizmetiyle şereflen! buyurdu. 
Sabah olunca, yaşının küçüklüğüne bakmadan, Sadreddîn Halvetî’nin huzûruna koştu. Onun terbiyesi altında ilim öğrenmeye başladı. Kısa zamanda hocasının feyz ve bereketleri ile, ilimde ve tasavvuf yolunda pek yüksek derecelere kavuştu. 
Seyyid Yahyâ hazretleri çok sıcak aylarda azıksız ve susuz sahralara çıkar, oralarda günlerce kalır, ibâdetle meşgûl olurdu. Halvet, yalnız olarak tenhâ bir yerde kalmak ve ibâdet yapmak değişmez husûsiyetlerindendi...

Yemeğin kokusu ile yetindi...
Seyyid Yahyâ Şirvânî hazretleri, ömrünün sonlarında devamlı Allahü teâlâya ibâdet ederdi. Oğlu Emîrgûne bir gün yemek pişirip getirdi. İftâr etmelerini ricâ etti. Seyyid Yahyâ hazretleri oradaki talebelerini çağırttı. “Bismillâh deyip başlayın” buyurdu. Kendisi bir kaşık aldı, kokladı ve yemeği geri koydu. Kaşık elinde bekledi. Talebeleri yemeği bitirdi. Yemek bitince; “Elhamdülillah” deyip, kaşığı bıraktı. Talebelerine; 
-Lokman Hakîm nice seneler bir yemeğin kokusu ile yetinmişti. Ben de bu bir lokma yemeğin kokusu ile yetinsem yeridir, buyurdu. Bundan kısa bir zaman sonra da vefat etti...
Tüm İçerikler