ARA
MEŞHURLARIN SON SÖZLERİ
 Büyük velî Cüneyd-i Bağdâdî “Seyyid-üt-Tâife” tasavvufu, dayısı Sırrî-yi Sekatî’den öğrendi. Asrının kutbu idi. Binlerce velî yetiştirdi. Otuz defâ yaya olarak hacca gitti. Kerâmetleri, nasîhatleri, hikmetli sözleri ve ihlâslı amelleri ile meşhûr oldu... 
KİBRE KAPILAN TALEBE!..
Cüneyd-i Bağdâdî’nin talebelerinden biri şeytanın vesvesesine kapılıp, “Artık ben kemâle geldim. Sohbete devam etmeme lüzum kalmadı” deyip kendi başına bir yere çekildi. Benlik ve gurûrundan dolayı şeytanî bir rü’yâ gördü. Rü’yâsında, bağlık-bahçelik içinde güzel nehirler ve çok lezzetli yemekler yiyordu... Bu hâlini arkadaşlarına anlattı. Onlar da Cüneyd-i Bağdâdî’ye arz ettiklerinde, mübarek hocaları çok üzüldü ve anlatılan kimsenin yanına gitti. Baktı ki o kimseyi şeytan aldatmış. Ona, “Seni bu gece Cennete götürürlerse, Cennete vardığında üç defa (Lâ havle...) oku” buyurdu. Hakîkaten o kimseyi rü’yâsında Cennete götürdüler. O kimse Cennete vardığında üç defa (Lâ havle...) okudu. Gördüklerini ve kendisinde hâsıl olan şeytanî hâllerin hepsini unuttu. Bir anda kendisinin pislik ve çöplük içerisinde olduğunu gördü. Uyandığında gördüklerini hatırladı ve içine düştüğü hatâyı anladı. Çok pişman olup tövbe etti ve Cüneyd’in elini öptü. Sohbetlere devam edip, talebeler arasındaki yerini aldı...

FİTNECİLERİN İFTİRASINA UĞRADI
Cüneyd-i Bağdâdî hazretlerine iftira ettiler. Uydurma sözlerle halîfeye şikâyette bulundular. “İnsanlar onun sözleri ile fitneye düşüyor, karışıklık çıkarıyor” dediler... 
Halîfenin üçbin altına satın aldığı ve kendisini çok sevdiği çok güzel bir câriyesi vardı. Ona, “Kıymetli elbiseler giy, çeşitli mücevheratla süslen, falan yerde 
Cüneyd-i Bağdâdî’nin yanına gidip, yüzünü aç ve Cüneyd’e (Benim çok malım var, ama kalbim dünyâdan soğudu. Sana geldim ki beni kabûl edesin ve ben de senin yanında ibâdet ve tâatle meşgûl olayım. Senden başkası ile bulunmama kalbim râzı olmuyor) de” diye tembîh etti... 
Bir hizmetçi ile berâber bu câriyeyi Cüneyd hazretlerinin bulunduğu yere gönderdi. Cariye de bu söylenenleri, daha fazlasıyla hazreti Cüneyd’e söyledi. Cüneyd-i Bağdâdî hazretleri hep önüne bakıyordu. Bir ara başını kaldırıp “Allah...” diye bir feryâd etti. Onun bu sözüne dayanamayan câriye düşüp o anda can verdi...
Tüm İçerikler