Yakışıklı bir yiğit olan Hasan-ı Basrî, bir gün sokakta giderken çok güzel bir kadına rastlar. Onu rahatsız edecek şekilde bakınca kadın şöyle der:
- Utanmaz mısın ey delikanlı?
- Kimden utanayım?
- Şol Zât-ı Ecelli Âlâ’dan ki, gözlerin habasetini ve sadırda olan ahvali bilicidir.
KADINI TAKİP EDER...
Bunu duyunca Hasan-ı Basrî’nin kalbine bir miktar korku ve pişmanlık gelerek durur ise de, yine de gayrî ihtiyarî, kadını takib eder ve;
- Ey Basra’nın en güzel kadını!.. Senin o ahu gözlerin benim kalbimi yağmalayıp aşk deryasına garketti. Eğer bana vaslın şifası ile derman eylemezsen helakim yakındır, der.
Kadın da;
-Ey yiğit, öyle ise biraz sabret. Senin nefsinin nevasına şifa olacak bir ilaç yapayım, diyerek evine girer. Fakat kadın da Hasan-ı Basrî’ye sevdalanmıştır...
Bir müddet sonra kapı açılır ve bir cariye elinde, üzeri örtülü bir tabak getirip, Hasan-i Basrî’ye verir ve;
- Ey yiğit! Hanımım, “Bir genci, fitne ve dalalete düçar eden gözler bana lâzım değildir” diyerek size gönderdi, der.
Hasan-ı Basrî bakar ki, hakikaten kadın gözlerini çıkarıp göndermiş. Bu hali görünce o derece pişman olur ki tarifi mümkün değil. Hemen oradan kalkıp evine gider. Sabaha kadar ağlayıp tövbe istiğfar eder.
Sabahleyin, kadından özür dilemek üzere, evine gitmeyi düşünür. Kapısına yaklaştığı zaman, birçok kimse, kadının kapısı önünde toplanmış, içeriden de feryad-u figan sesleri geliyor. Sebebini sorunca “Saliha bir kadındı, bu gece vefat etti” cevabını alır ve ağlayarak geri döner. Üç gün üç gece yiyip içmeden devamlı olarak ağlar. Tövbe ve istiğfar ederek yalvarır. Ama ne tövbe!.. Onu “Hasan-ı Basrî hazretleri” yapan bir tövbe...
“EY HASAN! SENİ AFFETTİM!”
O gece rüyasında o kadını görür ki, cennette yüksek bir köşkte oturmaktadır. Hemen kadından af ve özür diler. Kadın;
- Ey Hasan! Seni affettim, bana o keremi ve lütfu çok olan padişah, senin yüzünden, o kadar ihsan ve rahmet eyledi ki, anlatmak mümkün değildir, der. Hasan-ı Basrî Hazretleri de çok sevinerek;
- Ey hatun! Bana bir nasihat eyle de istifade edeyim, deyince kadın;
- Ya Hasan, tenha olduğun zamanda boş durma ve daima Cenab-ı Hakkı zikreyle, der.
Hasan-ı Basrî hazretleri uyanınca çok sevinir ve “ömrümün sonuna kadar, o kadının nasihatini terk etmedim” buyurur...