Ubâde İbni Sâmit hazretleri, “Akabe biatı”nda kavminin temsilcisi idi. Kendisi şöyle anlatır: -Ben Birinci Akabe’de hazır bulunanlar içindeydim. Oniki kişi idik. Res-lullah efendimiz ile şunun üzerine bî’at ettik ki:
Allahü teâlâya hiçbir şeyi ortak koşmayalım, hırsızlık etmiyelim, zinâ yapmayalım, çocuklarımızı öldürmeyelim, dillerimizle yalan söyleyerek iftirâ etmeyelim, herhangi bir iyilik hus-sunda O’na âsi olmayalım. Bundan sonra, Peygamberimiz buyurdu ki:
- Eğer ahdinizde, sözünüzde durursanız sizin için Cennet vardır. Eğer onlardan bir şeyi örtbas ederseniz sizin işiniz Allahü teâlâya âittir, dilerse azâb eder, dilerse affeder... Vefât edeceğini anlamıştı!..
Ubâde İbni Sâmit hazretleri, yetmişiki yaşlarında iken Remle’de hastalandı. Vefât edeceğini anlayınca dedi ki:
-Ne kadar akrabam, azatlı, hizmetli ve komşularım varsa; toplayıp getirin!
Hepsi gelince, onlara buyurdu ki:
-İçinde bulunduğum şu günü ancak dünyadaki son günüm ahiretteki ilk gecem olarak görüyorum. Bilemiyorum belki sizlere karşı elimle yahut dilimle bir haksızlık yapmışımdır. Ubade’nin nefsini elinde tutana yemin olsun ki, kıyamet günü kısas vardır. Her şey karşılığını bulur. Canım çıkmadan önce bu hususta kendi hesabına bir hakkı olanın kısasla benden onu almasını kesinlikle istiyorum. Dediler ki:
“Vasiyetimi iyi belleyin!”
-Hayır sen bizim için bir babaydın. Bizi yetiştiren sendin.
-Bununla ilgili herhangi bir durum varsa beni bağışladınız mı?
-Evet, dediler. Bunun üzerine:
-Allahım sen şahit ol, dedi ve devamla:
-Şu halde vasiyetimi iyi belleyin. Hiçbir kimsenin arkamdan ağlamasını kesinlikle istemiyor bundan sakındırıyorum. Mescide gidip namaz kılsın, sonra da Ubade için ve kendi için Allah’tan bağışlanma dilesin. Zira Allahü teala: Sabır ve namazla yardım isteyin buyuruyor. Sonra beni mezarıma çabuk götürün...