İslam ordusuyla müşrik ordusu Bedir’de karşı karşıya geldi... İlk karşılaştıklarında; mü’minler, müşrikleri az, müşrikler de mü’minleri az ve zayıf görerek her iki taraf da çarpışmağa isteklenmiş ve heveslenmişti...
Resûl-i ekrem efendimiz, meydana çıkıp Müslümanların saflarını düzeltti. Bâzıları saftan ileri çıkmışlardı. Sanki, düşman üzerine ilk önce biz gideceğiz diyorlardı... Hz. Hamza, Ali ve Ubeyd!..
Müşriklerin Utbe, Şeybe ve Velid gibi meşhurları ileri atıldılar. İslam ordusuna meydan okuyarak:
-Bizimle savaşmak isteyen var mı? diye bağırdılar. Ensar’dan üç mücahid meydana çıkıp, hasımlarıyla mübareze ve savaş etmek istediler. Müşrikler onların kim olduklarını sordular. Ensar’dan olduklarını öğrenince;
-Hayır, sizinle muharebemiz yoktur, çünkü emsalimiz değilsiniz, gidiniz, bizimle denk olanlarınız gelsinler, dediler...
Bu savaşçılar geriye geldiler. Bunun üzerine Resulullah sallallahü aleyhi ve sellem:
-Ey Hamza, Ali ve Ubeyd!.. Kalkınız, Allahü teâlânın amansız düşmanlarıyla çarpışınız, buyurdular.
Ali (radıyallahü anh) ile Utbe oğlu Velid, Hamza (radıyallahü anh) ile Rebi oğlu Şeybe, Ubeyd bin Hâris (radıyallahü anh) ile Rebia oğlu Utbe, birbirlerine hücum ettiler.
Hz. Ali (radıyallahü anh) rakibini birinci darbede yere serdi.
Hz. Hamza (radıyallahü anh) da Şeybe lâinini tepeledi.
Yaşlı mücahid Ubeyd bin Hâris (radıyallahü anh) ile rakibi Utbe bin Rebia arasındaki mücadele çok şiddetlendi. Birbirlerine darbeler indirdiler, her ikisi de yaralı olarak yere düştüler. Hamza ile Ali (radıyallahü anhüma) Utbe’nin canını Cehenneme yolladılar.
“Ben şehid miyim?”
Yaralanmış olan Ubeyd’i (radıyallahü anh) alarak Resulullahın yanına getirdiler. Mübarek yüzünü Resulullah efendimizin dizine koydu. Resulullah’a veda etmek için gözlerini kaldırdı. Son nefesinde ne ehlinden, ne kavminden, ne yarasından ve acısından, ne de dünyanın herhangi bir şeyinden sormadı. Hazreti Peygamberden şunu sordu:
-Yâ Resûlallah!.. Ben şehid miyim?
Peygamber efendimiz ona şu müjdeyi verdi:
-Ben Allahü teâlâ için şahidlik ederim ki sen şehidsin!
Tebessüm ederek gözlerini kapadı...