ARA
MEŞHURLARIN SON SÖZLERİ
 Ali Havvâs Berlisi, Mısır’da yaşamış olan evliyanın büyüklerindendir. Ümmi bir zat idi, yani okuma yazma bilmezdi. Buna rağmen, Kur’ân-ı kerim ve hadis-i şerifler hakkında âlimleri hayrete düşüren kıymetli bilgiler verirdi. İşleri hakkında ona danışmaya gelenlere, daha ne için geldiklerini söylemeden, onlara ne iş için geldiklerini söylerdi. 
Ali Havvâs, önceleri dolaşarak, sabun ve temizlik malzemeleri satardı. Sonra zeytin satmaya başladı ve birkaç sene zeytincilik yaptı. Sonra bu işi de bırakıp, sepet örmeye başladı. Vefâtına kadar bu işle meşgûl oldu... Sanat sâhiplerini severdi
Ali Havvâs, faydalı sanat sâhiplerine çok hürmet ederdi. Âlimlere ve devlet ileri gelenlerine hürmet eder, âlimler gelince ayağa kalkar ve ellerini öperdi: “Bu bizim onlara karşı dünyâdaki edebimizdir. Âhirete varınca, oradaki edebimizi Allahü teâlâ bize öğretecektir” buyururdu.
Zamânın büyüklerinden Muhammed bin Anân’a, sultan veya daha başka devlet kademelerinde işi olan birisi geldiği zaman, onu Ali Havvâs’a gönderir ve;
“Buralarda onun tasarrufu vardır. Bizim tasarrufumuz yoktur. Senin ihtiyâcını ancak o giderir” derdi.
Ali Havvâs hazretleri, talebelerine şöyle nasîhat ederdi: “Din âlimlerine dil uzatmaktan sakının. Çünkü onlar, Allahü teâlânın isim ve sıfatlarının kapıcılarıdır. Velîleri inkârdan sakının. Zîrâ onlar, Allahü teâlânın zâtının kapıcılarıdır.”
Ali Havvâs’ın bir gün gözleri şişmişti. Buna rağmen, yine sepet örmeğe devâm etti. Onu sevenlerden birisi kendisine biraz para getirip;
“Efendim, buyurun bunları harcarsınız, gözleriniz iyileşinceye kadar istirahat edersiniz” dedi. Ali Havvâs bu paraları almadı ve;
“Şu hâlimle kendi kazancıma güvenemiyorum, başkasının kazancına nasıl güvenebilirim?” buyurdu.

Hastaları tedavi ederdi!..
Ali Havvâs Berlisi hazretleri cüzzam, felç ve bazı hastalıkları tedavi için garip usuller uygulardı. Tavsiye ettiği şeyleri kullananlar hemen şifa bulurlardı. 
Ali Havvâs Berlisi hazretleri, 1534 (H. 941) senesinde Kahire’de vefat etti. Vefatından önce şunları söyledi:
“Allahü teâlâya inandığım, O’nu ve O’nun sevdiklerini sevdiğim, O’nun rızasından başkasını arzulamadığım için bahtiyarım...”
Tüm İçerikler