İsmi Yâ’kûb olup İbrânicede “Saffetullah”, yâni “Allahü teâlânın sâf ve temiz kıldığı kul” mânâsına gelmektedir. Diğer adı “İsrâil” olup “Allah’ın kulu” mânâsına gelmektedir. İbrâhim aleyhisselâmın küçük oğlu olan İshâk aleyhisselâmın oğludur...
Yâ’kûb aleyhisselâmın on iki oğlu vardır. Bu yüzden, onun on iki oğlunun torunlarına Benî İsrâil, yâni (İsrâiloğulları) denilmiştir.
(Oğullarının isimleri: Rabil, Şem’ûn, Lâvi, Yehûda, İsâhar, Zablûn, Câd, Âşir, Dân, Neftâle, Bünyamin ve Yûsuf’tur.)
Oğullarını başına topladı...
Yâ’kûb aleyhisselâm, oğlu Hz, Yûsuf’a kavuştuktan sonra, Mısır’da oğullarıyla birlikte on seneden fazla yaşadı. İyice ihtiyarlayıp vefatı yaklaşınca oğullarını başına toplayıp şu vasiyette bulundu:
“Ey oğullarım! Muhakkak ki Allahü teâlâ sizin için tevhîd (tek Allah’a inanma) ve adaleti emr eden İslâm dînini seçti. Siz, ölüm gelmeden önce, Allahü teâlâya ibâdet ediniz. İbâdetlerinizde ihlâs ve huşu üzere olunuz. Hayâtınız boyunca bu dinden uzaklaşmayınız, yoksa helâk olursunuz.”
Yâ’kûb aleyhisselam, oğullarından bu hususta söz almak isteyip; “Ey oğullarım! Benim ölümümden sonra neye ibâdet edeceksiniz?” diye sordu. Oğulları da; “Ey babamız! Senin ve babaların İbrahim’in, İsmail’in ve İshak’ın ibâdet ettiği tek olan Allah’a, şimdi olduğu gibi gelecekte de ibâdet edeceğiz. Biz O’na teslim olmuşuzdur” diyerek söz verdiler.
“Biz ona teslim olmuşuzdur”
Bu husus Bekara sûresi 132 ve 133. âyet-i kerîmelerinde meâlen; “İbrâhim bunu oğullarına da tavsiye etti. Yâ’kûb aleyhisselâm da öyle yaptı: ‘Ey oğullarım! Allah sizin için İslâm dînini beğenip seçti. O hâlde siz de (başka değil) ancak Müslüman olarak can verin’ (dedi). Yoksa (Ey Yahudiler), ölüm Yâ’kûb’un önüne geldiği zaman siz de orada hazır mı idiniz? (Hayır) o, oğullarına; ‘Benden (ölümümden) sonra neye ibâdet edeceksiniz?’ dediği zaman onlar; ‘Senin ma’bûduna ve babaların İbrahim’in, ismail’in, İshak’ın bir tek olan Allah’ına ibâdet edeceğiz. Biz ona teslim olmuşuzdur’ demişlerdi” buyrularak haber verilmektedir...