Eshâb-ı kiram, Resûlullahın sevgisi için, akrabâlarını, ahbablarını, çocuklarını, zevcelerini, memleketlerini, evlerini, akarsularını, tarlalarını, ağaçlarını terk ettiler. Resûlullahı “sallallahü aleyhi ve sellem” bunların hepsine ve kendi canlarına tercih ettiler. Bunların sevgisini ve canlarının sevgisini bırakıp, Resûlullahın sevgisini seçtiler. Resûlullahla konuşmak, Onunla berâber bulunmak şerefine kavuştular. Onun sohbeti bereketi ile, Peygamberlik üstünlüklerine eriştiler. Allahü teâlânın gönderdiği vahyi gördüler ve melekle berâber bulunmakla şereflendiler. Hadis-i şerifte (Eshâbımın her biri gökteki yıldızlar gibidir. Herhangisine uyarsanız, Allahü teâlânın sevgisine kavuşursunuz) buyuruldu.
İBRETLİ BİR HADİSE...
İşte onların Peygamber efendimize olan muhabbetlerini sergileyen ibretli bir hadise...
Abdullâh bin Zeyd el-Ensârî (radıyallâhu anh) Resûlullâha gelip;
- Yâ Resûlallâh! Sen bana nefsimden, malımdan, evladımdan ve ehlimden daha sevgilisin. Eğer, gelip de seni görme gibi bir nîmet olmasaydı ölmeyi arzu ederdim, dedi ve ağlamaya başladı...
Bunun üzerine Resûlullâh efendimiz;
“- Niçin ağlıyorsun?” diye sorduklarında Abdullâh bin Zeyd;
“- Yâ Resûlallâh! Bir gün sizin de bizim de vefat edeceğimizi, sizin peygamberlerle beraber yüksek makamlarda olacağınızı, bizim ise eğer cennete girsek bile aşağı makamlarda olacağımızı düşünerek (seni göremeyeceğim endişesiyle) ağladım.” cevabını verdi...
ÂYET-İ KERÎME NAZİL OLDU
Merhamet deryası Peygamber efendimiz cevap vermeyip sükût ettiler. Bu sırada şu âyet-i kerîme nâzil oldu:
“Kim Allâh’a ve Peygamberine itaat ederse işte onlar, Allâh’ın kendilerine nîmet verdiği nebîler, sıddîkler, şehidler ve sâlihlerle beraber olacaklardır. Onlar ne güzel dostlardır!” (en-Nisâ, 69)
Abdullâh bin Zeyd el-Ensârî hazretleri, bir gün bahçesinde çalıştığı bir sırada, oğlu nefes nefese gelip büyük bir üzüntü ile Resûlullâhın vefat haberini verdi. Bu acı haberle sarsılan Abdullâh bin Zeyd, şöyle duâ etti:
“- Allâh’ım! Gözlerimi al ki artık bundan böyle tek sevdiğim Resûlullâh Efendimizden başka kimseyi görmeyeyim.”
Mübarek sahabenin duâsı kabul oldu ve oracıkta gözleri görmez oluverdi. Bundan kısa bir müddet sonra da bu acıya dayanamayarak vefat etti...