Cemâleddîn Çelebi, Anadolu velîlerindendir. Babasının ismi Emir Ali Küçük’tür. Hayâtı hakkında fazla bilgi bulunmayan Cemâleddîn Çelebi, Sultan Yıldırım Bâyezîd zamânında yaşamıştır. Zamânın âlimlerinden ve tasavvuf büyüklerinden ilim öğrendi. Şeyh Âdil’den icâzet, diploma alarak, halîfesi oldu...
İLİM, İRFAN VE FAZİLET...
Hocasının vefâtından sonra ders vermeye, insanlara nasihat etmeye başlayan Cemâleddîn Çelebi’nin meclisleri; ilim, irfan ve fazilet sâhiplerinin toplandığı yer oldu. Hiç kızmazdı. Dostuna, düşmanına aynı muâmelede bulunurdu. Onun bu geniş müsâmahakâr hâlini anlayamayanlar; “Bu kadar yumuşaklığın, insanlara karşı bu kadar tahammül ve sabır göstermenin mânâsı nedir?” şeklinde sözler söylediklerinde; “Hilm, yumuşaklık kılıcı, demir kılıçtan, hattâ yüz zafere sebep olan kılıçtan daha keskindir” diye cevap verirdi. Sohbetlerinde Mesnevi okurdu. Bunlardan bazıları:
*Bir akıl başka bir akılla birleşirse, kötü söz ve kötü işe engel olmuş demektir. Nefis başka bir nefisle dost olursa, akıl işe yaramaz hale gelir. Akıl başka akılla birleşti mi yol görünür, nefis başka nefisle birleşti mi yol kapanır.
*Sabır, kurtuluşun anahtarıdır. Sabır, gözün perdesini açar; gönlü yarar açar. Gönül saf hale gelince de toprak ve su haricinde suretler görürsün.
*Mal çöptür. Ama boğazına da bir takıldı mı âb-ı hayatı içmene engel olur.
*İnsanların çoğu; insan yiyicidir. Selam verseler de pek emin olma.
*Kimsesiz olmak; adam olmayanların işve yapmasından daha iyidir.
*Temiz söz hakikatten uzak olanlara tesir etmez. Çarpık ayakkabı çarpık ayağa uyar. Doğru olmayan gönüllere de şeytanın efsun ve efsanesi uyar.
*Dini, babadan bedava miras olarak buldun. Onun için şükürden baş çevirirsin. Mirasyedi, mal kıymetini ne bilsin!..
*Sabır, güzel hayallerle tatlılaşır.
*Kurtuluş ümidi imandan gelir.
*Nefsini öldürürsen, özür dilemekten kurtulursun.
*Allah seni çirkin yaratmış olabilir. Bari ahlâkını güzelleştir de hem yüzü hem huyu çirkin olmaktan kurtul.
*Fazileti ve mahareti kenara at. Hak yolda iyi huy ve hizmet fayda verir.
*İnsan; dilinin altında gizlidir. Dil, can kapısına perdedir. Rüzgâr eserse perde açılır, içi görünür.
*Her şey, neye layıksa ona dönüşür.
*Kötü huylu güzel yüz, sahte paraya benzer.
*Her canın gıdası farklıdır. Öküz şekerden ne anlar?
Cemâleddîn Çelebi vefatında kısa bir zaman önce buyurdu ki: “Allahü teâlâ, kendisi için verenlere, bire yüz ihsân eder.”