Tabiînin zâhidlerinden olan Amir bin Abdikays hazretleri, zühd ve takvada zamanının en önde gelenlerinden idi. Harama düşmek endişesiyle şüphelilerden de sakınırdı. Hatta bazı mubahları da kendisine yasaklamıştı. Günlerinin çoğunu oruçlu olarak geçirir, teheccüd namazı kılmadığı gece olmazdı...
İnsan kusurlarını düşünürse!..
Bu mübarek zat buyurdu ki:
“Şunu iyi bilmelidir ki, kul, Allahü teâlâdan bir şey isteyeceği zaman; O’nun kendisine ihsân ettiği nîmetlerini, emir ve nehiyleri (yasakları) husûsundaki kusurlarını düşünerek bir şey istemelidir.”
“Gözler bakmakla görür, kalblerin mükâşefesi, görüp açılması ise, her an cenâb-ı Hakk’ı zikredip onu bir an unutmamakla olur.”
“Evliyâlık derecelerine, ancak doğrulukla ulaşılır. Her hâlükârda doğruluktan başkası bâtıldır, boştur.” Sonra şu şiiri söyledi:
Yerinde doğruluk ne güzeldir.
Her yerde de doğruluk güzeldir.
“Allahü teâlânın öyle kulları vardır ki, Allahü teâlâyı doğru olarak tanıyıp her şeyi Allah rızâsı için yaparlar. Bu tanımaları sebebiyle, O’nun (Allahü teâlânın) hizmetinde bulundurulurlar. Yine öyle kullar vardır ki, Allahü teâlâyı doğru olarak bilemez ve her şeyde Allahü teâlânın rızâsını gözetmezler. Bu sebeple, onlar da bu hâlleri sebebiyle pekçok nîmetlerden mahrûm kalırlar.”
“Şunu iyi biliniz ki, insanın dışı (ne olursa olsun) içini değiştirmez.”
“Seni ağlatan nedir?”
Amir Bin Abdikays hazretlerine bir kimse gelerek “Benimle biraz sohbet eder misiniz?” diye sorar. Zamanın kıymetine dikkat çekmek için, adama şöyle cevap verir: “Güneşi yerinde tutabilirsen, seninle konuşayım!”
Amir bin Abdikays hazretleri vefat edeceği zaman ağladı. Kendisine “Seni ağlatan nedir?” diye sorulunca, cevap olarak “Ölümden korktuğum veya dünyayı sevdiğim için ağlamıyorum. Fakat elimden kaçan sıcak günlerin susuzluğu, kış gecelerinde yapılan ibadetler için ağlıyorum” buyurdu...