ARA
OSMANLI HİKAYELERİ
 Fatih Sultan Mehmed Han birgün veziri Mahmut Paşa ile tebdili kıyafet geziyordu. Pazar yerinde bir yeniçeri aşçısının her tarafa azar savurduğunu işitti ve sebebini merak ederek Mahmut Paşayı, bunun sebebini anlaması için aşçının yanına gönderdi. Mahmut Paşa adama yaklaşarak herkesi azarlamasının sebebini sordu. Adam anlatmaya başladı:-Sabahtan akşama kadar gezdim, dolaştım, bir okka et bulamadım ve yemek pişi remedim. Nasıl geri döneceğimi düşünerek hırsımdan, hiddetimden uluorta azar ediyorum. Ne yazık ki memleket işerine bakan yok. Muhtesip kendi safasında. Bu yüzden her ne ararsan bulunmuyor. Bu işi bana verselerdi dünyayı gıda maddeleriyle doldururdum. Herkes de ne aradığını bulurdu. Fakat elden ne gelir? Mahmut Paşa durumu padişaha anlattı. Fatih de bu adamın adını kaydetti ve sara ya dönünce onu görmek istediğini söyledi. Hemen yeniçeri aşçısını getirdiler ve huzura soktular. Padişah da onu muhtesipliğe (Belediye Başkanlığına) tayin ettiğini söyledi. Adam hemen elini kolunu sıvayıp çalışmaya başladı. İşi çok iyi idare etti ve İstanbul’u kısa bir zaman içinde bolluğa kavuşturdu.Onun bu muvaffakiyeti, doğru, dürüst bir adam olması yüzündendi. Bunun netice si olarak süratle ilerledi ve günün birinde vezir oldu. Sonunda Fatih onu Sadrazamlığa tayin etti. İşte, Gedik Ahmed Paşa adıyla meşhur olan tarihi şahsiyet odur.Demek ki yalnız şikayet etmeyi değil, şikayetin sebeplerini de ortadan kaldırmayı bilen bir zat imiş. halbuki şikayet edenlerin çoğu yalnız şikayet etmeyi bilir, fakat işleri düzeltmek için çalışmazlar.
Tüm İçerikler