İttihat ve Terakki komitesi İkinci Meşrutiyetin ilanından ve 31 Mart Vak’asından sonra orduya dayanarak hükumeti ele geçirmişlerdi. Yalnız kısa bir zaman sonra asker ocağını siyasetle uğraştırmanın cezasını çekerek “Halaskar Zabitan Grubu”nun tazyikiyle yıkıldılar. Fakat tekrar orduyu elde etmek suretiyle yeniden iş başına gelmek için gizli bir faaliyete giriştiler.Nitekim Balkan Savaşının şiddetle cereyan ettiği ve düşman ordularının İstanbul kapılarına dayandığı sırada, İttihatçılar, Kamil Paşa Hükumetini devirmek ve çeşitli entrikalarla hükumeti elde etmek için çalışıyorlardı. Önce Balkan Savaşının neticeleri ne olursa olsun, büyük devletlerin sınır değişikliği ne müsaade etmeyecekleri, bu sebepten Türkiye’nin zararı olmayacağı propagandasını yaptılar. 81 yaşındaki Kamil Paşa bir ara istifa edip yeni bir kabine kurmayı düşündü. Sonra bu fikrinden vazgeçince İttihatçılar bu sefer Kamil Paşanın Edirne’yi Bulgarlara bıraktığı şeklinde akıl almaz ve yıkıcı bir propagandaya giriştiler. Bu arada başkumandan vekili Nazım Paşa, Sadrazamın muhalefetine rağmen, orduda bozgunculuk yaptıkları için tevkif edilen İttihatçıları serbest bıraktı. Nazım Paşa daha önce Kurmay Albay Cemal Beyi Menzil Müfettişi Umumisi, Kurmay Yarbay Enver Beyi de Kolordu Kurmay Başkanı yapmıştı. Böylece en stratejik merkezlere İttihatçılar getirilmişti. Bütün bu işler Balkan Savaşının en acıklı günlerinde cereyan ediyordu.23 Ocak 1913 günü Bulgarlar, Edirne ve Çatalca önlerindeyken, Kurmay Albay Enver Bey (Paşa) sabıkalılardan müteşekkil 20-50 kişilik bir çete ile Babıali’yi bastı. Babıali’yi muhafaza ile ilgili muhafız bölüğü, Dahiliye Nazırının haberi olmadan Cemal Bey (Paşa) tarafından yerlerinden alınmış ve başka bir yere götürülmüştü. Böylece baskıncılar rahatça içeri girdiler. Baskının kanlı safhaları dış sofada cereyan etmiştir. Dış sofa mücadelesinde 11 kişi öldürüldükten sonra başlarında Enver ve Talat beylerin bulunduğu çeteciler iç sofaya daldılar. Kendilerini engellemek isteyen sivil polis komiserini öldürdükleri sırada Harbiye Nazırı Nazım Paşa ile karşılaştılar. Nazım Paşa, Enver’e; “Beni aldattın hani siyasetle uğraşmayacağına dair namus sözü vermiştin!” deyince, fedaisi Yakub Cemil’in tabancasından çıkan kurşunla alnından vurularak öldürüldü.Bundan sonra Talat ve Enver Beyler sadrazam Kamil Paşanın odasına girerek onu istifaya zorladılar. Ancak Kamil Paşa, devletin içinde bulunduğu durumu izah ederek böyle bir darbeyle hükumetten çekilmesinin felaketi artıracağını söyledi. Fakat silahla tehdid edilmesi üzerine istifa etti. Böylece yaşlı sadrazamın siyasi hayatı sona erdi. Bu sırada Babıali Baskınını duyanlar mahşeri bir kalabalık meydana getirmişlerdi. Toplanan kalabalığa İttihatçıların meşhur hatibi Teğmen Ömer Naci nutuk çekiyordu. Sokaktaki kalabalık arasında Almanya Büyükelçiliği Baştercümanı da vardı. Baskın planı için, Almanya Büyükelçiliğinde yapılan toplantı sonunda, Berlin’in izni alındığı açıkça görülüyordu. 1876 ve 1909 darbelerinin arkasında İngiltere vardı. Almanya ise Türkiye’de ilk defa bir darbeye karışıyor ve destekliyordu.Sadrazamın istifa mektubunu alan Enver Bey, saraya gitti. Babıali’de kalan Talat Bey, kendini “Dahiliye Nazır Vekili” tayin ederek bu ünvanla valilere emirler gönderdi. Kamil Paşa Hükumetinin Adalarla Edirne’yi düşmana verdiği için millet ve ordu tarafından iskat edildiğini bildirdi. Halbuki ne Edirne, ne de Adalar Kamil Paşa tarafından düşmana asla verilmiş değildi. Edirne’yi güya kurtarmak iddiasıyla Babıali’yi basıp hükumeti zaptetmiş olan İttihat ve Terakki komitesi, Kamil Paşanın kabul etmediği bu yerlerin teslim şartını hiç sıkılmadan kabul ederek, bütün Rumeli topraklarıyle beraber Edirne’yi de düşmana terk etti. Bu tarihi ihanetlerini de ters-yüz ederek millete anlattılar.Bu hükumet darbesinden sonra sadrazamlığa Mahmud Şevket Paşa getirildi. Babıali baskını neticesinde İttihatçılar fiilen yeniden iktidara geldiler.