ARA
OSMANLI HİKAYELERİ
 III. Ahmed Han devrinde Fransa’ya büyükelçi olarak gönderilen Yirmisekiz Çelebi Mehmed Efendi, bu ülkede kadınların hükmünün geçtiğini, çünkü itibarlarının erkeklerde yüksek olduğunu söyler. Ve ilave eder:“İstedikleri ne ise işlerler ve murat ettikleri yere giderler. En âlâ Beyzade, onların en aşağısına haddinden ziyade riayet ve hürmet eder.”Çelebinin seyahatnamesinde yazdığına göre, Osmanlı elçilik heyeti, Fransa’ya ayak basışından itibaren adeta kadın kafilelerinin hücumuna maruz kaldı. Hele Ramazan ayı geldiğinde bu ilgi büsbütün arttı. Seyahatnamede bu olay şöyle rivayet edilmektedir: “Ramazan-ı Şerif gelip oruç tuttuk. Ve geceleri cemaate teravih kıldık. Yine böyle bir teravih namazından sonra, Fransız ileri gelenlerinden biri gelip; Hanımlarımız gelip iftar eylediğinizi ve yemek ediğinizi seyretmek ister. Eğer izniniz olursa cümlemizi sevindirir siniz ve belki kralımız da haz duyarlar, dedi. Biz de çaresiz kalıp; elimizden ne gelir, hoş geldiler, safa geldiler, dedik. Akşama yarım saat kala iki yüz kadar kadın, altın ve ziynetler içinde, elmaslara batmış halde yanımıza gelip, karşımıza oturdular. Gûya konağımız kadınlar evine döndü, doldu taştı. Sanki burası düğün evi oldu. Hele her ne hal ise, biz bu azabı çekip iftar ettik ve yemek yedik. Bunlar gittikten sonra teravih namazını eda ettik. Ertesi günü teravih namazı kıldığımızı haber almışlar, yine iftara yarım saat kala iki yüz kadar kadın ve kızlar çıkagel diler. Her biri şekerleme ve çörekler getirdiler. İftar ve taam eyledik. Yemekten sonra gitmediler. Meğer teravih namazını beklermiş. Çare yok, abdest alıp teravih namazını kıldık ve bunlar giderken tekrar izin istediler. Her gece gelip, iftar ve teravih namazını temaşa için yalvarır oldular, izin verdik. Cemaatle oturup, gece teravihi tamam edip, ilahiler ve tesbih lerle bütün kadınlar seyretti ve bütün kadınlar hayran seyretti ve hayran kaldılar.
Tüm İçerikler