I. Dünya Savaşında 15. Kolordunun 20.Tümeni, bugün Polonya’da bulunan Galiçya’da Ruslara karşı çarpışıyordu. Bu Tümende çarpışan bir Osmanlı subayı, hatıralarında, şöyle nakleder:Daha önceden siperler, müttefikimiz olan Avusturyalıların müdafaasındaydı. Fakat şiddetli Rus taarruzları karşısında tutunamayacaklarını anlayınca, Zeotilipa çayının bir kıyısındaki siperleri bize teslim ederek geri çekildiler. Rus taarruzları çok şiddetliydi. 20. Tümenimiz orada Rusları çileden çıkaran bir müdaffa yaptı ve inatla dayandı. Fakat bizimkilerin dayanışı da ancak dokuz gün sürdü. Dokuzuncu gün öğ leden sonra, Alman obüs bataryasının gizleme ateşi altında, takriben bin metre geride önceden hazırlanmış yeni siperlere çekildik. Çekilirken bizi vurmak için eski siperlerimizi aşarak üstümüze doğru at süren süşman süvarileri, Alman bataryalarının hizasına geldikleri için hedefleri ni değiştirerek topçularımıza saldırdılar. Topçular, yakın mesafeden ve ansızın bastıran süvari birliklerine karşı ne yapabilirlerdi ki? Nitekim, çekilişimizi isabetli atışlarıyla gizleyen Alman topçularının hemen hepsi, kısa bir zaman sonra Rus süvarilerinin kılıçları altında can vermişlerdi. Onların bize saldı racaklarını beklediğimiz bir anda, atlarını Almanlardan ele geçirdikleri toplara koşarak ka rargahlarına geri dönmeyi tercih etmişlerdi. Anlaşılan, on buçukluk Alman obüs bataryalarına sahip olmayı, bize saldırmaya tercih ediyorlardı. Gözlerimizin önünde arka larından topları çeke çeke şoseye çıkıyorlardı ki, bu felaketi buğulu gözlerle seyreden 62. Alayın 4. Taburunun borazancısı Süleyman galeyana gelerek, “Kumandanım!” diye teğmenine seslendi, “Bana bir manga asker verin de bizi korumuş olan Alman toplarını şu Moskof domuzlarının fiyaka yaparak götürmelerine mani olayım!"Daha çocuk yaştaki bu borazancının cesareti, Teğmeni duygulandırdı. Kendisine, istediği bir manga askeri verdi. Süleyman, iyi bir menzile yaklaşana kadar düşmana so kuldu. Hiç ummadıkları bir anda, keskin nişancılardan kurulu manga ateşe başladı. Her attıkları mermi bir Rus askerini deviriyor, hiç biri boşa gitmiyordu. Hele Süleyman’ın makinelisi düşmana ölüm saçıyor, taradığı düşman birlikleri bir an içinde yerle bir oluyor du. Rus topçuları, bu bir avuç Türk’ün, bilhassa Süleyman’ın makinalısından çıkan mermi lerin hedefini şaşmazlığından yıldıklarından, kurtuluşu kaçmakta buldular. Biraz önce fiyaka ile çektikleri topları, hatta onlara koştukları atları bile bıraktılar.Ertesi gün siperler Alman askerine teslim edilirken yapılan merasimde Süleyman’ ın göğsüne madalya takan Alman Generali, “Şimdi Türklerin ansıl bir millet olduklarını an lamış bulınıyorum. Onların doğuştan asker bir millet olduklarını alamak için göğsüne takılan bu madalya, kelimenin gerçek manasında layık olan şu çocuğu tanımak için kâfi dir. Küçük Süleyman’a bir hayranlık sembolü olarak takarken, onun şahsında dünyanın en cesur askerlerini yetiştiren Türk milletini ve kahraman Türk çocuklarını hürmetle selamlarım.”