ARA
OSMANLI HİKAYELERİ

On sekizinci yüzyılın başlarında Osmanlı Devleti içte ve dışta çeşitli düşmanlarla mücâdele ediyordu. 1789 Fransız ihtilâlinden sonra Avrupa’da meydana gelen olaylar Osmanlı ülkesini etkilemedi. Hattâ Sultan Üçüncü Selim Han “Nizâm-ı Cedîd” adı ile askerî, mülkî, idârî, ticârî, içtimâî ve siyâsî bir dizi ıslâhât teşebbüslerine girişerek devlete yeni bir hayâtiyet ve canlılık getirdi. Bu durum Rusya, Fransa ve İngiltere’nin hoşuna gitmedi. 13 Aralık 1806’da çıkarılan Sırp isyânı, 1807’de Rusya’ya harp îlânı ve İngiliz donanmasının İskenderiye’yi işgâli, tamâmen Osmanlı Devletinin bu gelişme programını önlemeye yönelikti. Nitekim bu faaliyetler, içeride de Selim Hanın kurduğu modern Nizâm-ı Cedîd ordusunu istemeyen yeniçeriler ile menfaatperestleri ve Osmanlı Devletinin yıkılmasını isteyen hâinleri harekete geçirdi. Akka mağlubiyetini bir türlü unutamayan Fransızların İstanbul Sefîri Sebastiani’nin teşvik ve Selânikli Sadâret Kaymakamı Köse Mûsâ’nın tahrikleriyle âsîler ayaklanmaya hazır hâle geldiler. Karadeniz Boğazı tabyalarındaki yeniçeriler ve yamaklar gizlice modern ve tâlimli yeni askerlere karşı kışkırtıldılar. Sadâret Kaymakamı Köse Mûsâ’nın telkinleriyle, yamaklar, Haseki Halil Ağayı parçaladılar. Bu hareket ile isyân başlatıldı. Büyükdere Çayırında toplanan âsîler, Kastamonulu Kabakçı Mustafa’yı lider seçtiler. İsyân genişledi. Beş yüz kadar âsî İstanbul’a yürüdü. Âsîleri Levend Çiftliğindeki bir tabur nizâmî asker durdurmaya kâfiyken, Köse Mûsâ Nizâm-ı Cedîd askerinin harekâtını durdurdu. Sultan Üçüncü Selim Han da, Müslüman kanı dökülmesini istemedi. Sultan Üçüncü Selim Hanın; “Bu işlere sebep, benim hilmimdir (yumuşak huylu olmamdır)!” demesi üzerine, Köse Mûsâ âsileri teskin edeceğini ifâde ederek Nizâm-ı Cedîd askerlerinin kaldırıldığı hakkındaki fermanı çıkarttı. Kararın hemen ardından Köse Mûsâ harekete geçti. Çardak ve Unkapanı İskelesine gelen âsîler, yeniçeriler ile birleşip, Nizâm-ı Cedîd taraftârı devlet adamlarını katlettiler. Daha sonra Pâdişâhı da istemiyoruz diye bağıran âsîler, 29 Mayıs 1807’de Sultan Üçüncü Selim Hanı tahttan indirip, yerine Sultan Dördüncü Mustafa Hanı geçirdiler. Bütün ilerlemeler durduruldu. Kabakçı Mustafa Turnacıbaşılık pâyesiyle Boğaz’a tâyin edildi. Hükûmet işlerinde nüfûz sâhibi oldu. Fakat bu çok kısa bir zaman sürdü. Temmuz 1808’de Boğaz’daki evinde öldürüldü.

Tüm İçerikler