Sultan Abdülmecîd Hân, Selânik'e giderken fırtına sebebi ile gemi Limni'ye sığınmak zorunda kaldığı zaman, uzaktan gördüğü türbenin kime âid olduğunu sordu. Yanındakilerden birisi türbenin Niyâzî-i Mısrî'ye âid olduğunu söyledi ve onun başından geçenleri anlattı. Bunun üzerine Sultan Abdülmecîd, Niyâzî-i Mısrî hazretlerinin kabrini ziyâret etmek için türbeye gitti. Türbede, Niyâzî-i Mısrî'nin rûhâniyetine hitâben; "Ey Niyâzî-i Mısrî, kıymetini takdir edemeyen kimselere bedduâ eylemişsin. Sonra gelen bizlerin bunda bir kabahati yok. Bizlere, feyzli nazarının geldiği âşikâr olmadıkça, türbenden dışarı çıkmam" diye yalvardı ve Kur'ân-ı kerîm okuyarak rûhuna hediye eyledi. Sultan Abdülmecîd Hân, Niyâzî-i Mısrî hazretlerinin feyz dolu nazarlarına kavuşunca dışarı çıktı ve türbenin tâmir edilmesi için emir verdi.