Sultan IV. Mehmed Han, Köprülü Mehmed Paşa’yı büyük yetkilerle iş başına getirdiği zaman Anadolu’nun durumu çok fena idi. İstanbul’daki Yeniçeri ve Sipahi ayaklanmalarına valilerin isyanları da katılmış, fermanlar dinlenmez olmuş, neticede Anadolu’da emniyet ve asayiş namına bir şey kalmamıştı. Halk köyleri boşaltıp kasaba ve şehirlere göç ediyordu. Padişahtan geniş yetkiler alarak işe başlayan Köprülü Mehmed Paşa Kapıkulu askerleri arasında isyana karışanları temizledi. Daha sonra Erdel kralının isyanı üzerine bizzat ordunun başında sefere çıktı. Bu arada sipahilerden bazıları kaçarak Halep valisi Abaza Hasan Paşanın yanına sığındılar. Abaza, Köprülü’nün sefer dönüşü Anadolu üzerine yürüyeceğini tahmin ediyordu. Bu yüzden yanına topladığı 30.000 kişilik kuvvetle isyan ederek Konya ovasına geldi. Bursa muhafızlığına tayin edilen Sarı Kenan Paşa da Köprülü’ye karşı olduğundan Abaza ile mektuplaşıyor ve el altından âsilere cephane ve erzak yolluyordu. Nitekim kolayca Bursa’ya gelen âsiler, Bursa kadısı Hâşimizade ile eşraftan bazılarını Köprülü Mehmed Paşanın azli ve idamı, yerine Bağdad muhasarasında şehid olan sadrazam Tayyar Mehmed Paşanın oğlu Ahmed Paşanın sadrazamlığa getirilmesi teklifi ile Edirne’ye gönderdiler. Ayrıca dilekleri kabul edilmedikçe itaat etmeyeceklerini de bildirdiler.Sultan Mehmed Han gelen heyeti kabul ettikten sonra, “Sizi kim gönderdi?” diye sordu. Onlar da: “Abaza Hasan Paşa kulunuz ile yanındaki kullarınız gönderdi” cevabını verdiler. Âsilerin gönderdiği heyetin, “Kullarınız” tabirini kullanmalarına çok kızan Mehmed Han onlara:“Hâşâ! Onlar benim kullarım (Tebaam) değildir. Vezirirazam kafir üzerine cihad ederken, bunlar mü’min ve muvahhid ve Padiaşah-ı İslamın kuluyuz diyerek isyan ederler. Ehl-i din ve ehl-i imana layık olan bu mudur ki, vesvese-i şeytaniye ile baş korkusuna düşüp bu kadar adamı kendine uydurup küfran-ı nimet ede. Bu tarafa gelmekten korkarlar ise Bağdad muhafazasına varsınlar, yahut cemiyetlerini dağıtıp herkes vilayetlerine gitsin. Vezir azlolunacak zaman değildir. Allah adına yemin ederim ki, bundan sonra söz dinlemezlerse hepsini kılıçtan geçirip hiç birini sağ koymayacağım. Sizleri de katlederim. Varın yıkılın gidin” dedi. Böylece Sultan IV. Mehmed Han, padişahlığına malolması pahasına bu tehlikeli anda sebat ve metanetle hareket ederek âsilere yüz vermemiş çok geçmeden orduyu da Anadolu üzerine göndererek âsileri perişan etmişti.