Ramazan’ın 27. gecesi Kadir Alayı düzenlenirdi. Kadir Alayı, 19. ve 20. yüzyıllarda, Sultan II. Mahmud Hân’ın yaptırdığı Tophâne’deki Nusretiye Câmii ile Yıldız’daki Hamîdiyye Câmii meydanında yapılırdı. Gece, çevresi renkli fenerler ve fânuslarla donatılan câmi meydanı, bir ışık dünyası hâline gelirdi. Hava kararmadan önce, Harem’de bulunan kadınlar ve sultanlar iki atın çektiği arabalara binerler, meydanda kendilerine ayrılan yerlerde dururlardı. Arabalardan inmezlerdi. Arabaların perdeleri inik dururdu. Her arabaya gümüş tepsilerle iftâriye, yemek, meyve, yaz ise dondurma, kahve... gibi şeyler dağıtılırdı. Harem ile alayın geçeceği meydana kadar olan yol, renkli kandiller ve fenerlerle donatılırdı. Harem arabalarının önlerinde ikişer kavas, gümüş kaplamalı deri fenerleri taşırlardı. Pâdişah câmie girdikten sonra meydanda bulunan askerlere büyük pideler ve şerbetler dağıtılırdı.Terâvih namazı bitinceye kadar, meydanda atılan fişekler, seyredilirdi. Namazdan sonra kadınefendiler ve sultanlar, şehirdeki şenlikleri seyretmek için kısa bir tur yaparlar, sonra saraya dönerlerdi...”Saray halkı, Ramazanda ayrıca Topkapı Sarayı’nda bulunan Hırka-i Saâdet’i de ziyâret ederdi.Ramazanın 15. günü yapılan bu ziyâret sırasında, kadınefendiler, vâlide sultan, sultanlar, usta ve kalfalar en güzel elbiselerini giyerler ve Emânât-i Mukaddese Dâiresi’nde sıraya girerek, bir masanın üzerine çıkarılan bohca içindeki Hırka-i Saâdet’e yüz sürer, salavât okur ve duâ ederlerdi.