ARA
OSMANLI HİKAYELERİ
 Çanakkale kara savaşlarında, 31. Alayın 10. bölüğünün kumandanı Üsteğmen Şevket Kumkale ve Orhaniye Tabyalarında görevlendirilmişti. Düşman Donanmasının yoğun topçu ateşi desteği ile karaya çıkan Anzak askerleri, Orhaniye Tabyasını tahrip etmek için saldırıya geçti. Üsteğmen Şevket, erlerine fazla kayıp verdirmemek için açık araziden geçireceği bölü ğüne şu emri verdi: “Arkadaşlar, ben şimdi karşıya sıçrayacağım. Bu yolu salimen geçersem, oradan size nasıl hareket edeceğinizi bildireceğim. Eğer ki geçerken vurulursam, cesedimi kendinize siper yaparak yaparak hücuma devam edin. Orhaniye’yi alın ve beni o tabya içine gömün.”Bunları dedikten sonra emir eri ve borazancı askeri de alarak açık araziden hücuma geçti. Ama ne geçiş... Çok hafif bir yara ile beirlediği yere ulaşmıştı. Bölüğüne de verdiği işa retlerle, onları da kayıpsız olarak yanına ulaştırdı. Onuncu bölük oradan, düşman siperleri üzerine “Allah Allah” nidalarıyla öyle bir hücuma geçti ki, düşman askerleri kaçmaktan başka çare bulamadılar. Düşman büyük kayıp vermişti. Ölenlerin cesetlerini siperlerde bıraktılar. Tam bu sırada, sahilde çarpışmayı gören düşman gemisinin çanaklığındaki mitralyöz den onuncu bölük üzerine mermi yağmaya başladı. Üsteğmen Şevket belinden ağır bir yara aldı. Bu ikinci yarasıydı. Ayakta duramadı ve yere düştü. Düştüğü yerden yine emirler veri yordu. Bu sırada hava kararmış, akşam olmuştu. Sıhhiye ekibi karanlıktan faydalanarak tabya ya ulaştı ve Şevket’i geriye taşıdılar. O ise bölüğünün başından ayrılmak istemiyordu. Faakt yarası gayet ağırdı. Bu yüzden İstanbul’a, askeri hastaneye sevkedildi. Hastanede yatarken rütbesi Yüzbaşılığa yükseltildi.Birkaç ay hastanede yattıktan sonra iyileşerek taburcu oldu ve bölüğünün başında bu sefer Sina Cephesine gönderildi. Burada görevlendirildiği yerde İngilizler, Gazze’de önemli bir tepeyi almışlardı. Yüz başı Şevket bu tepeyi almakla görevlendirildi. Düşmanın ummadığı bir anda bölüğünü şimşek hızıyla ileri sevkederek, oradaki tel örgülerin üzerinden aşırıp tepeyi ele geçirdi. Düş man topçusu ve sahildeki donanmadan yağmur gibi mermi yağmaya başladı. Tepeye Türk bayrağını astıkları sırada bir şarapnelin parçaları yüzbaşının vücuduna saplandı. Bir kolu da kopmuştu. Yarası bu sefer çok ağırdı. Benzi kül gibi sararmıştı. Sedye ile geriye taşınırken yanında gitmekte olan emir erine mecalsiz şekilde sordu: “Ne haber Eyüp?” Konyalı emir eri cevap verdi: “Düşman çekildi. Tepe elimizde kumandanım” Yaralarının verdiği acıyla kıvranan Yüzbaşı Şevket, hafifçe gülümseyerek: “Allah’ım saan şükürler olsun. Akan kanlarımız boşa gitmedi. Eyüp hakkını helal et. Artık gözüm açık gitmez” Hastaneye sevkedilen Şevket’in kahramanlığı İstanbul’a, Harbiye Nezaretine bildiril di. Kendisine bir takdirname ile Binbaşılığa terfisi gönderildi. Fakat Yüzbaşı Şevket bunları öğrenemeden bir gün önce askeri hastanede şehid oldu.
Tüm İçerikler