Henüz yaşı küçükken bu evliya kişinin,
Mektebe verdi onu, annesi ilim için.
Bir gün, normal vaktinden erken döndü evine.
Annesi, sebebini sorunca kendisine,
Dedi ki: (Anneciğim, bugün bir şey öğrendim.
Duanı almak için, erkenden eve geldim.
Hak teâlâ, Kur'anda buyuruyor ki bize:
(İtaat eyleyiniz bana ve annenize.)
İşte ey anneciğim, benim için dua et.
Sana hizmet edeyim, Rabbime de ibadet.)
Annesi el kaldırıp, dua etti oğluna.
Yükselmenin yolları, açıldı artık ona.
Karlı ve dondurucu soğuk bir kış gecesi,
Yatağından seslenip, su istedi annesi.
(Peki anne!) diyerek, testiye koştu, fakat,
Gördü ki, hiç içinde su kalmamış o saat.
Kar, soğuk dinlemeyip, dışarı çıktı hemen.
Doldurdu testisini ilerdeki çeşmeden.
Lakin o, su alıp da döndüğünde evine,
Gördü ki, validesi uykuya dalmış yine.
Onu uyandırmaya, gönlü razı gelmedi.
Buzla kaplı testiyle, baş ucunda bekledi.
Biraz sonra annesi, uyanınca yatakta,
Gördü ki, testi elde, oğlu bekler ayakta.
Dedi ki: (Ey evladım, niçin oturmuyorsun?
Ve niçin testi elde, ayakta bekliyorsun?)
O şiddetli soğuğun ve karın tesiriyle,
Oğlunun parmakları, yapışmıştı testiye.
Dedi ki: (Anneciğim, beklerim ki böyle ben,
Hemen verebileyim suyu geciktirmeden.)
O anda, yaşla doldu gözleri annesinin.
Ve açtı ellerini, oğluna dua için.
Dedi ki: (Ben oğlumdan razıyım ya ilahi!
İhsan edip razı ol kendisinden sen dahi.)
Annesinin yaptığı bu hayır dua ile,
Yüksek derecelere erişti tamamiyle.
Bir kimse var idi ki, imtihan etmek için,
Ziyaretine geldi bu evliya kişinin.
Düşündü ki: Bana bir keramet gösterirse,
O zaman anlarım ki, evliyadır bu kimse.
Onun bu niyetini anladıysa da bu zat,
Hiç bir şey söylemedi kendisine o saat.
Lakin ona, giderken kilim etti hediye.
Ayrıca tembih etti: (Kaybetme bunu) diye.
Ayrılıp, o kilimle hacca gitti o zat da.
Lakin onu, bir ara kaybetti Arafat’ta.
Çok aradı ise de, rastlamadı izine.
Dönüşte, bu veliyi ziyaret etti yine.
Baktı, kilim duruyor önünde o büyüğün.
Talebesi olmakla şereflendi aynı gün.