Diye vahiy gelince Allah’ın Habibi’ne,
Toplayıp, tebliğ etti dinini onlara hep.
Yine itiraz etti amcası Ebu Leheb.
Hemen ayağa kalkıp, dedi ki haziruna:
(Daha önce davranıp, mani olun siz buna.
Onun dediklerini kabul eder iseniz,
Zillet ve hakarete uğrarsınız hepiniz.)
O Server’in halası Atike Hatun ise,
Dedi: (Böyle konuşmak, yakışır mı hiç bize?
Kardeşimin oğlunun bu dini elbette hak.
Bize layık değildir Onu yalnız bırakmak.
Bugün bütün âlimler diyor ki ittifakla:
Kureyş’ten bir Peygamber gelecektir mutlaka.
Hem de Abdülmuttalip soyundan gelecektir.
O Resul işte budur, sözü hak ve gerçektir.)
Bu sözlere mukabil, yine de Ebu Leheb,
Çirkin konuşmasına devam edip durdu hep.
O zaman Ebu Talip, fena gadaplanarak,
Hemen Ebu Leheb’e bağırdı ki: (Ey korkak!
Ne için yeğenime edersin muhalefet?
Sağ oldukça, biz Onun yardımcısıyız elbet.)
Sonra, Resulullah’a döndürerek yüzünü,
Gayet ferahlandırdı Allah’ın Resulü’nü.
Dedi ki: (Ey yeğenim, insanları Rabbine,
Çağıracağın zaman, haber ver bize yine.
Silahlanıp, seninle hep birlikte gelelim.
Seni, düşman şerrinden muhafaza edelim.)
Sonra Resul-i ekrem, devamla sözlerine,
Dedi: (Davet ederim sizi islam dinine.
Ben sizi, dilde kolay, mizanda ağır basan,
Şu iki kelimeye çağırıyorum şu an.
La ilahe illallah Muhammedün Resulullah.
Buna inanırsanız, bulursunuz tam felah.
Yani Allah’tan başka bir ilah yoktur daha.
Ben dahi, o Allah’ın Resulü’yüm kullara.
Rabbim, bana melekle göndererek bir ayet,
Buyurdu: Akrabanı hak dine eyle davet
Benim bu davetimi hanginiz kabul eder?
Ve hanginiz bu yolda, bana hep yardım eyler?)
Üç defa tekrar etti Resul bu teklifini.
Kimse cevap olarak çıkarmadı sesini.
Yalnız her defasında, bir kimse kalkıyordu.
(İnandım, her yardıma ben hazırım!) diyordu.
Hazret-i Ali idi bu şerefe kavuşan.
Hem henüz çocuk olup, on yaşındaydı o an.
Üçüncüde kalkarak, dedi: (Ya Resulallah!
Senin nübüvvetine inanıyorum Vallah.
Gerçi yaşça, bunların en küçüğü isem de,
Sana yardım ederim, her zaman ve her yerde.)
Peygamber Efendimiz, tuttu onun elinden.
Diğerleri, hayretle dağıldılar evinden.