Abdurrahman-ı Tahi, evlad-ı Resuldendir.
İlmi ile, islamı ihya edenlerdendir.
O, bir gün buyurdu ki: (Her müslüman, en evvel,
Bir iman ve itikat edinmeli mükemmel.
Ehl-i sünnet denilen o büyük insanların,
Bildirdiği imandan, kıl kadar ayrılanın,
Azaptan kurtulması, asla mümkün değildir.
Bunun böyle olduğu, pek kati ve bellidir.
Zira Kur’an-ı kerim ve hadis-i şerifler,
Ve din büyüklerimiz, böyle haber verdiler.
Yani ehl-i sünnetten, kıl kadar ayrılanın,
Maksatları, din değil, dünyalık olanların,
Sözleri, kitapları, sanki zehir gibidir.
Onlara aldananlar, imanını yitirir.
Dünya makamı için, dini alet ederek,
Kendine, (din adamı) edasını vererek,
Her aklına geleni söyleyip yazanların,
Hepsi, din hırsızıdır, onlara aldanmayın.
Yazdıkları kitap ve dergileriyle, bunlar,
Okuyan kimselerin, imanını çalarlar.
Bu bozuk kitaplara aldanan nice insan,
Vardır ki, kendisini sanır yine müslüman.
Oruç utar ve kılar beş vakit namazını.
Bilmez ki, çaldırmıştır dinini, imanını.
Yaptığı ibadetler, malesef kabul olmaz.
Hiçbir iyiliğine, sevap ecir alamaz.
İman varsa, bunların olur faideleri.
O ise, imanını çaldırmış, yok haberi.
O halde her müslüman, uyanık olmalıdır.
Böyle bozuk kitaplar hiç okumamalıdır.
Bir kitabı alırken, değil sırf kapağına,
Bakmalıdır bilhassa (kim yazmış?) olduğuna.
Ehl-i sünnet bir âlim yazmışsa, almalıdır.
Çünkü o âlimlerden, insana fayda vardır.
Eğer dinde reformcu, bid’at ehli bir insan,
Yazmışsa, kaçmalıdır o kitabın yanından.
Çünkü iki cihanda saadete kavuşmak,
Ehl-i sünnet olmaya bağlıdır bu gün ancak.
Bu da, Hak teâlânın Habibi, Sevgilisi,
Dünya ve ahiretin iyisi, efendisi,
Olan Resulullaha uymakla olur mümkün.
Bu da, ehl-i sünnetin yoludur ancak bu gün.
Mühim olan, doğru bir iman ve itikattır.
Sonra, ibadetleri öğrenmek ve yapmaktır.
Kalpte doğru imanın olduğuna alamet,
Müminlere sevgidir, kâfirlere adavet.
Çünkü islam ve küfür, zıddır birbirlerine.
Bir kalpte biri varsa, yer kalmaz diğerine.
İki zıd şey, bir anda, bir yerde bulunamaz.
Bunlardan biri varsa, öteki gider, durmaz.
Bunlardan birisine, değer ve kıymet vermek,
Olur bu, ötekini hakaret, kötülemek.)